Her Telden Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Trabzon Deyince

Trabzon, Türkiye haritasının kuzey-doğu kesiminde
mavi ile yeşilin birlikte göz kamaştırdığı bir yerdir.

Denizi benzemez öyle diğer denizlere hırçın ve kabarıktır dalgaları,
gören ihtişamını anlasın diye, gel gör ki bolluk bereket saklıdır derinliklerinde,
esirgemezde yöre halkından bu nimetleri, sabahın erken saatlerinde vira bismillah
diye yola çıkan takalar, gemiler, balıkçılar; ağzına kadar hamsi dolu
kasalarla geri dönerken, hey maşallah der.

Sonrasında sahile paralel uzanan yollar kendini gösterir bize
hemen yolun bitiminde tepelere kadar tırmanan yeşillikler,
çeşit çeşit ağaçlar yeşilin her tonunda, yamaçlardan aşağı ağaçların
arasından berrak berrak akan dereler yer bulur
kendisine ninni misali sesler eşliğinde ve yollar, ucsuz bucaksız yollar vardır.
Dağların arasında yılan gibi kıvrılan yollar, yollara eşlik eden ilçeler,kasabalar, köyler ,yaylalar, kervanlar hanlar
yol boyu giderken hey gidi eski günler diyen neneler, dedeler, amcalar, halalar.
işte böyledir Trabzon anlatmaya başlatınmı bir daldan bir dala konar kelimeler,cümleler satırlar

Yeşilin her tonunu Doğu Karadeniz'den başka nerede görebilirsiniz?
Dağların kahverengisi, gökyüzünün mavisi, ağaçların yeşili ile tüm renklerin
bir arada ahenkle uyumunu izleyebileceğiniz tek yer Karadeniz'dir.

Hırçın dalgaların sahile vuruşu, balıkçı tekneleri, fındık ve çay bahçeleri,
farklı mutfakları, yaşam kültürleri, bakır işçiliğinin
ve kuyumculuk sektörünün önde gelen şehirlerinden biri olması ile Trabzon bambaşkadır.

Trabzon'u keşfetmenin en güzel yolu uzun yürüyüşler yapmaktır.
Doğası, havası, suyu bu kadar güzel olan bir bölgede yapılacak en önemli aktivite yürüyüştür.

Trabzon'da tatil yapmak demek, yeşilin ve bol oksijenin tadını çıkartmak anlamına gelir.

Trabzon, Karadeniz bölgesinde turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerden bir tanesidir.
Gezilebilecek bir çok mekan ile kültür ve doğanın birbiriyle mükemmel uyumu göz doldurucudur. ​

Boztepe'den şehre bir bakış






Trabzon Meydan



Akçaabat




Zağnos Köprüsü



Zağnos Vadisi





Tarihi Gülbahar Hatun Camii



Trabzon Kalesi



Kızlar Manastırı



Tarihi Memişoğlu Konağı







Ayasofya Kilisesi





Kilisenin içinden Görüntüler






Çalköy Mağarası

Akçaabat Söğütlü deresi boyunca 30 kilometrelik bir uzaklıkta bulunan mağara
Türkiye’nin en büyük mağarası olmasının yanında milyonlarca yıllık sarkıt
ve dikitleri, su ve şelalesi ile önemli bir turizm bölgesidir.
1km uzunluğunda olduğu sanılan mağaranın 550 metrelik bölümünde
yürüyüş parkuru ve ışıklandırma çalışmaları tamamlanmış durumdadır.






Ganita

Sahilinin güzelliği ve kafeleriyle biliniyor.
siirlerde cok gecen bir yer.
"ganitanin kiyisinda martilar gizliden gizliye dolasiyor mu"
der eyuboğlu bir siirinde...



Akçaabat Dürbinar mahallesi
benim anne ve babamın doğduğu güzel memleketim

Not: Büyük üstad değerli sanatçımız Erol Günaydın'ın da doğum yeridir.



Akçaabat Horon ekibiyle özleşmiş mahallemin fotoğrafı



Maçka




Zigana Tatil köyü



Zigana Coşandere Maçka



Zigana Geçidi





Atataürk Köşkü

Büyük Önder Atatürk 1934 ve 1937 yıllarındaki Trabzon ziyaretlerinde
bu köşkte konuk edilmiştir. O'nun ölümünden sonra Trabzon belediyesi
tarafından o dönemde kullanılan eşyalarla dekore edilerek Atatürk müzesi
olarak ziyarete açılmıştır.

Ulu önderimiz 1937 yılında vasiyet namesinin bir bölümünü bu konakta yazmıştır.



Kaçkar Dağları







Değirmendere





Hapseyas Köprüsü



Maçka'da bir şelale





[MEDIA]http://www.fileden.com/files/2010/11/23/3022543/My Documents/sinanyılmaz kolbastı.mp3[/MEDIA]​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Sümela Şelaleleri



Sümelada







Maçka'dan görüntüler













Of Sahil




Of''tan görüntüler











Faroz Balıkçı Barınağı




Faroz Balıkçı Limanı











Sera Gölü Akçabaat'ta bulunmaktadır
Bu gölde aynalı ve kambur sazan avı yapılmaktadır






Sürmene

Of'ta çay bahçesine uzanan köprü​

Maçka






​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Sümela Manastırı | (Maçka- Trabzon)

Ailem ile birlikte gittiğimiz Trabzon gezimizde
Sümela'yıda gezme fırsatımız oldu
orda çektiğim fotoğraflar ile edindiğim bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

​

Tarihçe ​

Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü sınırları içerisinde yer alan Panagia (Meryemana) deresinin batı yamaçlarında Mela (Yunanca 'siyah') tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte yer alan bir Rum manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sümela (Παναγία Σουμελά) veya Theotokos Sümela'dır.
Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.

Hikayesi

Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı iki keşiş aynı rüyayı görmüşler; rüyalarında, Hz.İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryemin bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmış ve ilk kilisenin temelini atmışlardır. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alıp, özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Alexios’un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.




Aşağıda araçların geçtiği noktayı görüyorsunuz,
araçlar belli bir yere kadar gelmekte sağ tarafta insanların yürüdüğünü göreceksiniz
ormanın içinden patika bir yol izliyerek yolumuza devam ediyoruz.​

Patika yola girerken bizi Kemençe ile bir laz uşağı karşılıyor ​

Az ilerde dinlenmemiz için yapılan ağaçtan kamelyalar çıkıyor karşımıza,
yanında muhteşem bir manzara,ancak yüksekliği tahmin edersiniz,
mis gibi toprak ağaç kokusu insanın nefesi bir anda öyle açılıyor ki ,ciğerlerimiz bayram etti diyebilirim






Ormanın içinden patika yolu izliyerek yola koyuluyoruz,
tahmin edeceğiniz gibi yüzyıllık ağaçlar heryer ağaç kökleri ile dolu
fotoğrafta gördüğünüz gibi yürümek oldukça zor ama çok keyifli





Nihayet Sümela manastırına geldik aslında tam olarakta geldik sayılmaz
ama inşa edilen binaya adım atmaya ramah kaldı,
burası aşağıda gördüğünüz bölümde görevliler karşılıyor bizi
biletlerimizi buradan alıyoruz ve burdaki görevliler yapmamızı istedileri bilgileri iletiyorlar bizlere
çevre temizliği çocuklarımıza ve kendimize dikkat etmemiz gibi çünkü çok yüksek bir bölgedeyiz






Nihayet adım atıyoruz Manastıra Abim Kaya,yengem, yiğenim
ben,Tamer ve Kara Murat bizim ufaklık
merdivenleri görünce abim ben gelmiyorum dedi siz çıkın ben burda bekliyim mis gibi çayımı içerim fotoğraflardan görürüm dedi kiki
aslında mevzu başka abimin yükseklik korkusu var buraya kadar gelmesi bile bir mucize
ne yapıp ne edip ikna ediyoruz soldan soldan yoluna devam ediyor kikikikihehe




Dayısına çekmiş ne diyeyim kara Murat ta yüksekten korkar
Tamer ve kuzenimiz Dr.Mahir Ramoğlu koluna girdiler yola devam ediyoruz.






Manastıra vardık şimdi merdiven iniyoruz hayretler içerisinde izlemekteyiz
burası nasıl inşa edilmiş inanın şok içerisindeyiz.





Yukardan kuşbaşı görünüm






Burası teleferiğin olduğu bölüm inşaatın yapımı esnasında bu teleferikle inşaat malzemeleri taşınmış işçilerin yiyecek içecek ihtiyacı karşılanmış








Manastırın Kütüphane bölümü





Kilise İçerisindeki Freskler​

Asıl kilisenin absid kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu,
tebliğ, Hz. İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı, Adem'in yaratılışı,
Tanrı'ın tembihi, İsyan (Adem ile Havva’nın yasak meyveyi yemeleri),
Havva'nın yaratılışı, Yeniden dirilme, Thomas'ın şüphesi, Nikaia konsülü.
Absid kısmının dışında, yukarıda Mikail, İncil’den resimler.
Güney kapısında Hz. Meryem'in ölümü ve havariler.
Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında 2. sırada
Genesis Cennetten kovulma Kabirde bir melek, Cebrail bulunmaktadır. ​

Biz insanların ne kadar kıymet bilmediklerini burda alenen görüyoruz,
yazık bu kadar kıymetli bir tarihi esere yapılanlara bakın çok yazık




































Gezimizi bitiriyoruz ve geri dönüş yoluna koyuluyoruz








Hepinizin muhakkak ziyaret etmesini dilerim,
hayretler içerisinde gezdik bu kadar yükseğe nasıl yapılmış
muhteşem el işçiliği var gerçi çok zarar görmüş
devlet uzun bir zaman kendi haline bırakmış ele aldığındada çok geç kalmış maalesef her zamanki gibi ​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Ayder Yaylası



Bol oksijenli, tertemiz havası, gözleri gülen misafirperver halkı,
tulum ve kemençe sesleri, şifalı balı, kaplıcaları ve enfes Karadeniz yemekleriyle Ayder Yaylası.
Ladin ve kayın ormanları ile kaplı, 1350 rakımlı, zengin florası,
faunası ve kaplıcasıyla Karadeniz'in en bilinen yaylası olan
Ayder Yaylası, Çamlıhemşin'in 19 km güneydoğusundadır.

























Helikopterli kayak sporunun Türkiye'deki merkezi haline gelen
Kaçkar Dağları ve Ayder Yaylası, heliski tutkunlarını ağırlamaya başladı.
Kayakçıların helikopterle dağ zirvelerine çıkıp kayak yaptıkları
bir spor türü olan heliski, dünyada sayılı bölgelerde yapılabiliyor.

Türkiye'de bu sporun yapıldığı tek merkez olan Bu sezon da Kaçkar Dağları'nda
heliski yapmak için gelen kayakçılar, konakladıkları Ayder Yaylası'ndan
sabah erken saatlerde helikopterle alınarak, dağların zirvesine bırakılıyor.
Zirveden kayarak vadilere inen kayakçılar,
buradan tekrar helikopterle alınıp dağların zirvesine bırakılarak, aşağıya iniyor.

Kayakçılar, gün boyunca kayak yaptıktan sonra akşam saatlerinde
helikopterle Ayder Yaylası'na dönüyor.
Bir hafta süresince heliski yapan kayakçılar,
ülkelerine döndükten sonra onların yerini yeni bir grup alıyor.






​

Kaçkar Altıparmak Zirvenin hemen altında bulunan göl
buzul gölü olup oldukça geniş ve derindir.
Zirveden bakıldığında masmavi görüntüleri ile gelen turistlerin ilgisini çekmektedir.

Kaçkar Dağları üzerinde jeomorfolojik olaylar sonucu oluşmuş
birçok irili ufaklı 6 ya yakın krater gölleri bulunmaktadır​

​

Ayder kaplıcaları şifa kaynağı​

Ayder Yaylası’nın en önemli özellikleri astıma iyi geldiği söylenen
havası, balı ve belki de en önemlisi kaplıcaları.

“260 metre derinlikten 55 derece sıcaklıkta çıkan kaplıca suyu,
tesiste yaklaşık 40 derece civarında oluyor. Suyun içerisinde sodyum,
kalsiyum, magnezyum, demir-aliminyum, sülfat, hidrokarbonat,
nitrak iyonu ile metasilikat asidi mevcut olup,
bunların birçok hastalığın tedavisinde faydalı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Güler
yaptığı açıklamada, kaplıca sularının romatizmal eklem hastalıkları,sinir, sindirim,
dolaşım sistemi hastalıklarıyla idrar yolları ve üreme organı hastalıklarına iyi geldiğini belirtiyor.
Kaplıca suları ayrıca, egzama ve sedef, ergenlik sivilceleri gibi cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor.

Tabii ki, kaplıcaya girmeyi sakıncalı kılacak durumlar da var.
Örneğin kanamalı rahatsızlıklar, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları başta geliyor.
Bu nedenle kaplıcaya girmeden önce mutlaka uzman bir doktora danışmak şart.
Zaten Ayder Kaplıcaları'nda görev yapan bir uzman doktor da bulabilirsiniz.
Uzmanlar ayrıca kaplıcada günde ikiden fazla banyo alınmaması gerektiğini hatırlatıyor
ve 4 banyodan sonra kendisini halsizlikle belli eden ve Kaplıca Krizi olarak tanımlanan
bir rahatsızlığın bazı kişilerde görülmesinin normal olduğunu belirtiyorlar.



​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Uzungöl bir köy, yayla ve eğlence yeridir.

Uzungöl doğal manzara izleme, yürüme, tırmanma ve botanik
(bitki örtüsü incelemeleri) turizmine uygun bir yerdir.
Uzungöl’ de, bir vadi içinden akan temiz, berrak sulu bir dere,
dar ve uzun küçük bir göle dökülür ve oradan taşarak akar ve Of
kasabasından denize ulaşmak üzere Solaklı deresine (çayına) katılır.
Bu temiz ve berrak sulu dere ve oluşturduğu göl karaçam ve
diğer Karadeniz dağ ağaçlarından oluşan ormanla çevrilidir. Uzungöl’ ün bulunduğu bölge dama bulutludur.
Gökyüzünün mavisi, güneş, bembeyaz bulut, yemyeşil orman ve berrak sudan
oluşan manzara insanın iştahını açar. O nedenle Uzungöl’de yenen alabalık daha lezzetlidir.​

Mustafa Ayvaz ikizleri Emin ve Şevki ile Uzungölde'ydi bu yaz






Uzun Gölde Alabalığın tadı bir başkadır

​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Yayla Şenlikleri​

Yaylalar yemyeşil, türlü çiçeklerle bezeli, kelebekierin uçuştuğu çayırlara,
cana cankatan soğuk sulara, türlü ağaçlar, meşeler, çamlarla donanmış
ormanlara sahiptir. Ormanlarda otlaklarda kuş sesleri, çan sesleri,
köyün kuzu meleyişleri insanı gerçekten etkiler.
Günün her saati yayla bir başka tarif edilmez güzelliktedir.
Bölge halkı yüzlerce türkü ile bu güzellikleri ifadeye çalışmiştir.

Yaylada büyük şenlik ve eğlence düzenlenir.
Her köyden ve obadan eğlenceye katılmak üzere büyük gruplar yola çıkar.
Geleneksel kıyafetleri içerisinde kemençe, davul, zurna eşliğinde
horon teperek, türkü söyleyerek gidlir.

Bu gruplarda önde erkekler, arkada kadınlar yer alır.
Yürüyüş ve oyunları atlı veya yaya yöneticiler idare eder.
Kadırga düzlüğüne topluluklar horon oynaya oynaya gireler
ve belirli alanlarda oyunlarına devam ederler.
Böylece çok sayıda horon halkaları oluşur. Daha sonra yemekler yenilir, içilir.
Akşam üstü alış veriş yapılır. Yine çala söyleye obalara ve köylere dönülür.


Yaylaya gideceğim
Yollara kona kona
Gelir bulursun beni
Evimi sora sora

Ah Sis Dağı Sis Dağı
Eritmedin Karı
Bu yıl da böyle gitsin
Yüreğimin efkarı




















nine ne kadar sağlıklı kendini bu yaşta taşıdığı yetmiyor
buzağı sırtlamış götürüyor maşallah.Alkış

















Şenlikte çeşitli yarışmalar düzenlenir Boğa güreşinden bir görüntü





Bu yıl seçilen en güzel buzağı yarışması 1. si maşallah çok güzel




Bayanların çuval yarışı

​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Trabzon'da Çay ve Finduk insanlarımız için çok önemlidir,
geçimlerini bir çoğu bundan sağlar
sizlere çay ve finduk bahçelerimizden kesitler




​

Çayırumun başını
Toplayırum taşını
Anamdan çok seveyirum
Kaynımın kardaşını ​

​

Ben bilirim arkadaş,
Sendeki düzenleri,
Hayrat'ta çay topluyor,
Dünyanın güzelleri.​

​

Yaylanın çimenune
Oyun oynarim oyun
Findukçimisun yarim
Hep boyle midur soyun

Finduğun çümenleri
Karalidur karali
Gel biraz konuşalum
Kirmızi entarili
​

Fındık Bahçesi​

​

Tutmayınca budağı,
Düştüm kırdım ayağı,
Anzer balına benzer,
Emine’min dudağı.


Kalun finduk dalindan
Kömür yaparum kömür
Yakinda kavuşuruz
Mevla verirse ömür​

Finduk Bahçesinde bir İstanbul'lu ​

​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

​

Kara Lahana Sarması ​

Hamsi Kuşu



Tereyağlı Alabalık Güveç

​

Kaygana​

Hamsi Plavı





Hamsi Izgara



Hamsi Tava



Mıhlama



Palamut Ekşilisi



Fasulye Turşusu Kavurması



Sürmene Pidesi



Trabzon Peynirli Pide



Tereyağlı Su Böreği



Hamsi Köy Sütlacı



Vakfıkebir Ekmeği



Laz Böreği





Trabzon Burmalısı (Kocakarı Gerdanı)




Akçaabat Kabak Tatlısı



​

Finduk ve Kabağın aşkı...​

​

Mora​

​

Mısır​

​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Hamsi​

Kendisi küçük faydaları büyük, 'Deniz'lerin Kralı, Sofraların Tacı' Hamsi,
Uzmanlar tarafından zengin bir protein deposu olmaktan
başka bol miktarda iyot içermesi
dolayısıyla zeka gelişimi açısından da faydalı bir besin olarak gösteriliyor.​

​

1670’lerde Trabzon’a seyahat eden Evliya Çelebi bölge balıklarıyla
ve özellikle hamsiyle ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiştir:

Trabzon’un balıkları: Levrek balığı, kefal balığı gayet lezzetlidir.
Bir karıştan uzun kırmızı başlı tekir balığı, uskumru balığı ve daha bin çeşit balıkları vardır.
Amma !!!! bunların hepsinden fazla Lazların üzerine düştükleri, alışverişi hakkında kavga ettikleri hamsi balığı…
Bu balık Hamsinde (kış mevsiminin 50 günlük bir bölümü) çıktığı için,
hamsi balığı derler. Balığın çıkışını dellâllar halka haber verirler.
Dellâlların bir çeşit mürves ağacından boruları vardır.
Bir kere su urunca, balıkçlara ‘Ahça çomakla bir mendil hamsi ver’ diye
ince sırmalı mendillere balığı koyup giderler.
Hamsinin çıktığını dellarlar gezer haber ederler iken Balığın suyu akarak giderken,
bazıları suyun aktığına acıyarak, ‘Bre balığın suyunu akıtıyosun..
Suyuna bir pilavcık sallasana’ diye şaka ederler.

Şu beyitleri de söylerler:


Trabzondur yerümüz
Ahça tutmaz elümüz
Hamsi paluk olmasa
Nice olurtu da halumuz" …


Gız Fadime duydun mi
Yine hamsi çıkayi
Mubarein hasreti
Yüreğumu yakayi ​

​

Misafirun gelursa
Hiç düşunma oni ver
Evde bişey yoğuysa
O yüzün ak eder

Sıra sıra dizerek
Kızart oni tavada
Bak ki ondaki lezzet
Varmidur baklavada​

​

Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifi Birliği Başkanı Ahmet MUTLU,
yöre balıkçıları ve basın mensupları katıldığı toplantıda
1 Eylül Çarşamba günü saat 00:00’da resmi olarak başlayacak olan avcılık sezonu 1 Mayıs 2011 tarihinde sona erecektir dedi.

İl Müdürlüğümüzce ruhsatlandırılmış 12 metreden büyük 113 balıkçı teknesi ile gırgır avcılığı yapılabilecektir.
Ruhsatlı 1128 balıkçı gemisinde gerçek kişiler için ruhsat teskeresine sahip yaklaşık 8000 balıkçı bulunmaktadır.
İlimizdeki balıkçı gemilerinin ülkemizdeki gemilere oranı %5,2 , 12 metreden büyük
gırgır avcılığı yapacak olan gemilerin oranı ise % 4,6’dır.
Ülkemizde en çok avcılığı yapılan balık hamsi olup tüm balıkların %65’ini oluşturmaktadır.
Ayrıca avcılığı yapılan balıkların %6’sı istavrit, %4’ü sardalya, %1’i palamut,
%14’nü diğer balıklar oluşturmaktadır. Hamsi avcılığı yoğun olarak
Doğu Karadeniz Bölgesinde yapılmaktadır dedi.​

​

Hamsi küçük bir balık, sakın ha aldanmayın,
soyu çok kalabalık, yan gözüyle bakmayın...​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Trabzon'lu Sevilen Ünlü Simalar

Birazdan göreceğiniz bir çok isim şuan aramızda yok,
kendilerini rahmet ve sevgiyle anıyoruz,
Mekanları cennet olsun,​

Hayati Hamzaoğlu​

Adnan Kahveci​

Behiye Üçok



Erkan Ocaklı



Erol Günaydın



Fuat Saka



Kamil Sönmez



Kanuni Sultan Süleyman



Osman Yağmurdereli



Recep Yazıcıoğlu



Sabahattin Eyüpoğlu


Seyfi Dursunoğlu



Sunay Akın



Tanju Gürsu



Kuzeyin Oğlu Volkan Konak



Kazım Koyuncu





Aslında Kazım Koyuncu Artvin Arhavi doğumludur
onun nerede doğduğu önemli değil çünkü
Doğu Karadenizin tüm şehirlerini temsil eden bir sanatçıydı
Mekanı cennet olsun, çok genç yaşta kaybettik,
o asla unutulmıyacak bir sanatçımızdır.

Koy verdun gittun bizi Allahından bulasun
Kimse almasun seni
Yine bize kalasun ​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

"Hayatımızdaki Trabzonspor'u anlatacağız diye çıktık yola.
Hayatımızın içinde bir bölüm değil, akıp giden hayatın ta kendisi.
Peki, nedir farklı kılan bordo-maviyi diğerlerinden?
Sportif faaliyet ile sınırlı olmadığı içindir ki onun duruşu,
tribünlerle sınırlı değildir ona duyulan aşk da.

Tribünlerde başlar ve yaşanır ama hayatın kendisi oluverir.
Memlekettir bizler için. Trabzon, sılanın adıdır Trabzonsporlular için.
Trabzonlu olmak gerekmez. Nereliyseniz orasıdır Trabzon.
Ya da siz de biraz Trabzonlusunuzdur artık.
Nereli olursanız olun, slogan dilinize yakışır, uyumludur.

Bize Her Yer Trabzon!"









öyle büyük bir sevdadır ki Trabzonspor sevdası

yarine olan sevdasının bile önündedir kimisi için.




61. dakika show u maçlarımıza ayrı bir güzellik katar.




Olimpiyat stadında seyirci rekoru kırdık.Alkış




Maç sonunda futbolcularımızın Kolbastı show u
bizleri ve tüm Türkiye'yi mest eder.





Değerli ailem bu mesajımdaki konu açtığım konuya uygunluğu yüzünden tarafımdan yayımlanmıştır,
bu konu hakkında mesaj yazmazsanız
memnun olurum kural ihlali yapmamış oluruz
hepinize şimdiden teşekkürler. ​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Trabzon Mevsimine Göre Balık Takvimi


Ekim ayında, yaz mevsimini Karadeniz'de geçiren balıkların Marmara'ya
göçü başlar, ''Bu nedenle balık bol miktarda çıkar.
Palamut ve lüferin yağlanıp lezzetlendiği dönemdir.
Ayrıca çinekop, eşkina, levrek, mezgit, barbunya, istavrit,
zargana balıkları da bol miktarda çıkar.




Kasım ayında ise ''sofraların gülü, balıkların şahı, gönüllerin sultanı,
güler yüzlü'' hamsinin sahneye çıkar ,
''Ayrıca lüfer, eşkina, çinekop, palamut, torik, zargana, levrek,
mezgit ve istavrit bol miktarda çıkar ve çok lezzetli durumdadır.







Aralık ayında da hamsi, palamut, lüfer, çinekop, kalkan,
barbunya, mezgit ve istavritin bol ve lezzetli olur.



''Ocak ayında hamsi tam yağlı durumdadır.
Mezgit, çinekop, palamut, tirsi, zargana ve istavrit
hem lezzetini korur hem de bol miktarda tutulur.




"Şubat ayında ise hamsi yağını ve lezzetini kaybedip
sakal bırakmaya başlayınca bizim de ona olan ilgimiz azalmaya başlar.
Bunu hisseden hamsi tekrar Azak Denizi'ne yol almaya başlar.
Bunun yerini kalkan balığı doldurur.
Ayrıca istavrit, zargana, mezgit yine sofralarımızı süslemeye devam eder.



Mart ayında tirsi, kalkan ve kefalin lezzetli olduğunu dile getirerek,
''Bu ayda barbunya bol miktarda çıkar ve çok lezzetlidir.
Mezgit, zargana, istavrit yine sofraları süsler



Kalkan ve barbunyanın en bol ve en lezzetli ayı Nisan ,
''Mavroşgil (Eşkine), karagöz, mezgit, istavrit yine bol çıkar.
Mavroşgil (Eşkine) in en az kalkan kadar lezzetli olduğu dönemdir.



''Mayısta kalkan, barbunya, iskorpit bol miktarda çıkar.
İskorpit görüntü olarak çirkin, sevimsiz, ayıklanması da zahmetli
olmasına karşın buna değer. Çünkü eti beyaz ve lezzetlidir.
Özellikle çorbası ve buğulaması çok güzel olur. Mezgit ve istavrit yine bizimledir.



Haziran, balığın azalmaya başladığı aydır.
Mezgit, levrek, az da olsa barbunya çıkar.
Ancak bu ayda en güzel balık karagözdür.
Karagöz haziran ayında yağlanıp lezzetlenmiştir.



Temmuz ise balığın en kıt olduğu aydır.
Levrek ve çipurayla bu açık kapatılmaya çalışılır.
Mezgit, istavrit azalmakla birlikte yine sofralarımızı süsler.




Ağustosta çingene palamudu sezonu açar.
İskorpit, izmarit, zargana, mezgit ve istavrit, balık sevenlerledir.




Eylülde de palamut, yağmur suyunu yedikçe irileşmeye başlar.
Tam yağlanmadığından ızgarası tercih edilmez.
Genelde tava ve ekşilisi tercih edilir. Lüfer tezgahlarda yavaş yavaş görünür.
Tirsi, izmarit, mezgit, barbunya, istavrit, zargana bol miktarda çıkar.







​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Derya hanım siz naptınız öyle

Yani Trabzon ile ilgili bir belgesel seyretsem izlesem bu kadar detay olur mu diye düşünmeden edemedim
Hele o yemekleri izlerken bile ağzım sulanmadı desem yalan olur

Tam bir görsel şölen olmuş raporunuz
Valla dizi filim gibi yayınlasanız kaç sezon giderdi kim bilir

Şaka bir yana harika bir çalışma gerçekten emek harcanmış özverili bir rapor olmuş
Ellerinize emeğinize sağlık

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Ellerinize emeğinize sağlık Derya hanım .

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

bayan şencan emegine saglık diyorum ne kadar sürede hazırladıgını gayet iyi biliyorum bana bile evde konuyu göstermedi sadece ayrıntıları sordu süre 2 hatamı desem 3 mü evde yemek yok çoluk çocuk aç kaldık bu sürece açtıda yarın yemek yeriz inşallah


işin şakası baya ugraş verdin emegine saglık gayet arıntılı olmuş tekrar tebrikler

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Derya abla, tek kelimeyle mükemmel bir çalışma olmuş,

eline emeğine sağlık.

15 ayım geçti trabzonda, askerlik görevimi Trabzon'nun Çağlayan Beldesinde yaptım yaptım. Beni yine askere çağırıp Trabzon'a gönderseler koşa koşa giderim.

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Sevgili Derya Hanım, gerçekten mükemmel bir çalışma olmuş, emeğinize yüreğinize sağlık, paylaşım için teşekkürler.AlkışAlkışAlkış​

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Gıymetlü kizum,ha bu sene cideceğidum Trabizona ama olmadı.Mevlam nasip etmedu.Ha bu önümüzdeçi sene cideceğum inşallah.
Ama gerek kalmadi,nasıl olsa senin ansiklopedik yazını oçuyunca haçan vaz geçtum.Hani cöreceğumuz filimi anlatmaya benzedu seninçi.Gördim artık ne edeyim cidupta.

A be kızanım çenemi sile sile yemeklerini okudum.Hani olur aaaa,bir ihtimal gidersem eğer kulaklarınızı çınlatacağım.Hatta oradan alo bile diyeceğim.

ELİNE VE EMEĞİNE SAĞLIK HANIM KIZIM.

-

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

Çok harika,mükemmel bir tanıtım.Emeğinize sağlık Derya hanım.
Teşekkürler.

 

Cevap: Karadeniz'in Zümrüt Kent'i Trabzon...

AlkışAlkışAlkışDerya eline emeğine sağlık,memleketimiz ancak bu kadar mükemmel anlatılır.AlkışAlkışAlkış