1. Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi.

Üstadlar “Bu katliamı kim durduracak !”

'Talip GİRGİN' forumunda Talip Girgin tarafından 18 Kasım 2011 tarihinde açılan konu

  1. Ayşe HARUPÇU

    Ayşe HARUPÇU Üye Balıkçı

    Katılım:
    21 Ekim 2009
    Mesaj:
    3,229
    Alınan Beğeniler:
    20
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    izmir geneli
    Cevap: “Bu katliamı kim durduracak !”

    Sevgili Üstadım,bu kişi veya kişiler,bence insanlıktan hiç nasibini almamış yaratıktan başka bir şey değiller..:(:(:mad:
     
  2. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    Cevap: “Bu katliamı kim durduracak !”

    Yeni "Mavi Anayasa"yı çıkardığımız zaman, görevlerinin ne kadar önemli olduğu bilinciyle denetim yapanlar; hudut kapısındaki askerler gibi görev yapacak :)

    Elimizden geldiğinin daha fazlasını yapmak zorundayız ben bunu biliyorum :)

    Hüsnü ağabey tarzım değil ama istisna olarak konu dışına çıkacağım:

    Bu yazı yayınlanmamış bir makaledir.

    Devleti devlet yapan millettir, milleti millet yapan devlettir. İlleti yaratan ise hem devlet, hem millettir! Yani kısaca hepimiz sorumluyuz! Sorunlara çare üretmek için kafa patlatmak yerine hazırcılığı, kolaycılığı seçtik. İstedik ki, bizim yerimize hep başkaları düşünsün, hep başkaları çözüm üretsin. Atatürk’ten sonra yapılanlar hiçbir zaman mutlu etmedi bizi!

    Etmeyecekte! Çünkü bizler bize hizmet getirenlerden çok daha fazla bilgiliyiz! Çünkü bizler ister iktidardakiler olsun ister muhalefettekiler bizim (yani seçmenlerin) hiç bitmeyen evrensel teorilerimize ve düşünce paradigmamıza yetişemiyorlar cahil ve beceriksizler!

    Bizler yani seçmenler o kadar çok biliyoruz ki, ama ne hikmetse padişahın kç... nın dibinden de ayrılmıyoruz! Bizim fikrimiz de, bizim zikrimiz de olmayan insanları (mecburen) seçen bizleriz! Ama herkesten fazla ağlayan yine bizleriz! Yıllardır bir baltaya sap olamamış insanları lider diye saksı gibi evimizin bir köşesine ya resmini koyduk, ya ismini bir yerlere kazıdık! Evimizin en güzel köşesinde totem gibi oturdular.

    Yok değişen bir şey olmuyor zaten; ha evimizde oturmuşlar, ha mecliste! Saksı işte, nereye koyarsan koy saksı, saksıdır! Yıllardır belli başlı birkaç ismin minvalinde dönme dolap gibi döndük durduk. Kimisi için bayrak salladık, kimisi için slogan attık. Biz birbirimizin değerlerine saldırmayı bir iş sandık. İşte biz bu yüzden itilip kakılan bir toplum olduk. Bizi hep böldüler, parçaladılar sonra yönettiler.

    Biz devlet olduğumuzun farkında olamadık, biz millet olduğumuzun farkında olamadık. Ama şurası kesin ki illet olmayı veya illet olanların peşinde dolanmayı çok iyi beceriyoruz! Makamına gittiğimiz bir bürokrattan çok daha üstün nitelikte ve vasıfta olduğumuzun muhabbetini yaparız ama o işe hiçbir zaman ta-lip olmayız! Ya kendimize yakıştıramayız, ya da kendimiz de sakladığımız eksiklikler vardır!

    Birçok beğenmediğimiz insan olabilir, birçok beğenmediğimiz bakan, başkan, başbakan, komutan, hâkim, savcı, müdür vs... olabilir. Birçok insanı mendil gibi dörde katlayacak bilgi ve donanıma sahip olabiliriz. Ancak sahip olamadıklarımız, sahip olduklarımızdan daha ağır bastığı için ölünceye kadar ezik yaşamaya mahkûm oluruz!

    Yapabileceğimiz tek şey laf sokmak olur!

    Kurtuluşu başkalarında aradığımız sürece, bizleri piyon olarak kullanmaya devam edeceklerdir. Hiç kimsenin borazancısı olmayalım. Bizler milletiz, bizler devletiz! Bizler toplum çıkarlarını kendi çıkarlarımızdan üstün tutarsak, faşizmin önüne yani “illetin” önüne geçmiş oluruz.

    Bizler, yaşadığımız hayatın gerçeği ile ruhani hayatı ve vatan millet Sakarya edebiyatını birbirine karıştırmazsak önce kendi aramızdaki sorunu, büyük ölçüde halletmiş oluruz!

    Bizler birlik olmayı becerebilirsek, siyasetçiler bizim kuklamız olur. Emir erimiz olur! Siyaseti ve siyasetçiyi kredi kartı gibi limitini aşmadan kullanmasını öğrenirsek, biz bu işi çözeriz. Yok, Ahmet olmadı Mehmet’e; yok, Mehmet olmadı, Süleyman’a git. Dön baba dön.

    Yıllardır söylerim tıpkı atasözümüzde olduğu gibi; “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” birliktelik mahalle derneklerinden başlamalı. Siyasetçiyi kişisel seçme özgürlüğümüz olmamalı!

    Siyasetçimizin, mahallemize, semtimize, şehrimize, Türkiye’mize getireceği hizmet vaatleri doğrultusunda onlarla, çatır çatır pazarlık yapabilecek, tek elden çıkacak güce, oy potansiyeline sahip olmalıyız.

    &&&

    Hükümetler bizim kiracımızdır! Bizler ise mal sahibiyiz! Hiçbir ev sahibi kiracısının kendisine ev vaadine inanmaz. Çünkü ev sahibi adama sorar: “Sen çok biliyorsun ama kendi evin yok!”

    Toplumun bu kiracılar için birbirlerine saldırmalarına bir türlü anlam veremiyorum. İyi kiracı kiralanan evde sürekli oturması için kirasını vermeli, evi kendi eviymiş gibi korumalıdır. Bu kurallara uymayanlar evi boşaltmak zorundadır. Birçok insan, daha subyen yaştaki çocuklarını bu kiracılardan kurtulmak için baş göz etmiştir!

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tam 550 kiracımız var! Ve bizler bu vekillerin ev sahibiyiz! Bundan önceki kötü kiracıları evden çıkarmak için 14-15 yaşında çocuklarımızı baş göz etmek zorunda kaldık! Yahu bu kötü kiracılar yüzünden 35 yaşında dede olduk be, dedeeeeee!

    Bazı ev sahiplerinin, (bırakın kira vermeyi veya evi korumayı) evi yakan kiracılar karşısında halen “hazır-ol’da durması, ceketinin önünü iliklemesi, “Bir emriniz var mı beyim?” demesi; kıyamet alametlerinden birine işaret ediyor olmalı!
    Suskunluğumuz bilgisizliğimizden değil; baş göz edecek çocuğumuzun kalmamasından!

    Yok, “seçim” dedin de; azıcık, ondan ötürü yazdım yani Hüsnü ağabey :)

    Zira, biz bu sitede siyaset tartışmıyoruz, siyaset bizi birbirimizden koparan bir olgudur. Biz bu saçma sebepten dolayı birlik ve beraberliğimizin bozulmasına müsaade etmiyoruz. Tepkimizi muhataplarına iletme özgürlüğümüz hep var.

    Saygılar...
     
  3. aydin reis

    aydin reis Üye Balıkçı

    Katılım:
    18 Ekim 2010
    Mesaj:
    25
    Alınan Beğeniler:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    didim
    Cevap: “Bu katliamı kim durduracak !”

    usta aydında pazarda 12cm boyunda yaprak diyerek rahatça arsız arsız yavru lüferleri utanmadan satıyorlar kaç kere şikayet ettik sonuç yok yazıklar olsun yetkiliker görevini niye-yapmıyor acaba konuyu açtığınız için sonsuz teşekkürler selamlar.
     
  4. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    Cevap: “Bu katliamı kim durduracak !”

    Yaşadığımız hayat tecrübe edinmek için emanet verildi, gerçek hayatta tecrübe edilmiş güzellikler var. Bu süreci yaşamak zorundayız sevgili kardeşim :)


    Bu işlerin çözümü var elbet kiracılarımızın kulağını çekmek! Ancak ne yapacaklarını söylemek te bizim işimiz olmalı! Bunun için bir çalışma yapmak istiyoruz. Toplumun fikirlerine ve vicdanına hükmeden bir yasa "Mavi yasa" dır. :) Selamlar...

    Evet, aynı şeyleri söylüyoruz "örgütlenme" örgütçe alınan karara, ya evet ya hayır, demek zorunlu olmalı. Çekimser kalmak olmaz! Yasa dışı avlanmayı protesto yürüyüşünü veya toplantısını şahsen destekliyorum. Ancak çalışmalarımız içinde var olan bu düşünce eylemi; Vakti saati gelindiğinde aynı anda en az birkaç şehirde söz getirecek düzeyde koordineli çalışarak bir amacı bir rüyayı gerçekleştirmek için yapılmalı. Önce insanlarımızı bilgilendireceğiz. Sokaktaki insan bunun ne için yapıldığını bilmeli. Boşa atacak fişeğimiz ve lüksümüz maalesef yok. Selam ve saygılar...

    Trollerin av yasağını 15 nisandan ayrı tutarak bildiğim kadarıyla uluslararası sularda 15 hazirana çıkardılar. Bu uygulama bana göre iç sularda yapılan yasak avdan farkı yok! Birincisi Trollerin gerçekten Uluslararası sularda av yaptığını ispat edememek gibi bir durum söz konusu; ikincisi Uluslararası sularda havyarlı, havyarını atamamış balıkların suçu günahı ne? Sizin yaz tatilinizin tarihi bu durumda önemli tabi. Polis arkadaşlara balıklar afiyet olsun :) Tabi onların işi değil bu. 15 hazirandan önceyse bakanlığın ayıbı, sonraysa sahilgüvenliğin suçu. Selamlar... :)

    Evet kardeşim denetim şart ama denetim yapan insanların da işi az çok bilmeleri gerekir.

    Cahiller efendim öğrenecekler inşallah :) Selamlar...
     
  5. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    Cevap: “Bu katliamı kim durduracak !”

    Çok haklısınız sevgili Aydın kardeşim. Yetkililer buna neden izin veriyor. Bakın bunu yukarıda ki yazımda dile getirmiştim. Bazen o yetkililerin çıkan yasadan haberleri yok! Veya mülki amirin evine bir kasa iri lüfer gitmiştir! Gidip sormak lazım belediye başkanına; zabıtalar gariban simitçiyi tekme tokat pazardan atarken (gözümle gördüm) yasal olmayan balıkların satışına neden izin verirler? Bu zihniyeti taşıyanlar, halkın ve hakkın adaletini sağlayamayan yöneticilerin... Allah toptan belasını verir inşallah . Tövbe estağfurullah yine dellendim şimdi :) Selamlar kardeşim bıktırana kadar devam edin. Ben Eminönü'ne WC için hemen hepsinin adresine hikâyemi gönderdim sonunda bir WC miz oldu :)
     

Bu Sayfayı Paylaş