Üstadlar Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Yıllar önceydi; yaz tatilinde hem tatil yapıyor hem, İğneada da orman işlerinde çalışan akrabalarıma yardım için bazen ormana gidiyordum. Fakat akşamları saldıran sivrisinekler yüzünden hiç yatıya kalmamıştım. Dayıoğulları bana, yatıya kaldıkları rezve deresi yakınlarında, sabah güneş ışığının derenin üzerine vurduğu kenarlarda; insan boyundaki balıkların güneşlendiğini söylüyorlardı.

Bu arkadaşların abartma huyları olduğu için pek inanmıyordum ama içimi de sürekli bir kurt kemiriyordu!

Ya anlatılanlar doğruysa? Öyle anlatıyorlardı ki, sanki balığı söyledikleri yerde gidip bulacak ve hemen yakalayacaktım!

O' yaz,İstanbul’dan gelirken yanımda kasnak ve 0.60 ile 0.90 arası misine ve iri iğneler almıştım . Gerçi bir süredir mert gölünde küçük sazan ve tatlı su kefalleri yakalıyordum ama hemen her gece trofe bir sazan tutmayı çok arzuluyordum.

Deringeçit, Altındere, Efendi deresinde yakaladığım balıklar hep normal boyutlarda idi. Oysa bir gün yaşlı bir balıkçının bir buçuk metrelik bir ağaç dalına bağladığı gamlı bir misine ve paslı bir kancayla yakaladığı kara sazan beni şok etmişti! Mükemmel büyüklükteydi. Demek ki, bu sularda ararsam daha büyüğüne ulaşabilirim diyordum.

İğneada da bana sazan yakalamayı Allah rahmet eylesin (sucu) Şaban ağabeyim öğretmişti. Bir gün hiç aklımda yokken “Hadi Talip, benimle gel biraz sazan tutalım” demişti.

Çamurla ekmeği yoğurur ve yemleme yaptığımız yerde kendimizi sazların arasına gizlerdik. Küçük balıkların yemlenme şölenine katılan büyük balıkların, suyu yararak geldiğini… suyun üzerinde bıraktıkları izlerden anlıyorduk. Kocaman bir girdap oluştururlardı bölgede.

En iri solucanlarla en eri sazanları yakalar, suyun hemen iki karış yükseğindeki çimene uzatırdık tuttuğumuz sazan balıklarını.

İki veya iki buçuk metrelik bir dala balıkları dizer bir ucunu Şaban ağabey, diğer ucunu da ben omzumuza koyar öyle taşırdık. Aşağı mahalleden evimize gidene kadar, birer ikişer dağıtırdık komşulara balıkları.

Mahallede gezerken, sundurmalıklarda veya bahçelerdeki gölgeliklerin altında oturan komşularımız “akşama yemek yapmayacağız, balık bekliyoruz” diye takılırlardı bize!

(Yıllar sonra bir gün Şaban ağabey; İğneada da limanda, deniz balığının çıkmadığı günlerde bir gün, kendi yakaladığı bir kasa kaya balığını, çadır kuran tatilcilere sevabına dağıttığını görmüştüm; Beni görünce “Talip kardeşim çok güzel kaya balıkları var, senin için yakalamamı ister misin” diye sormuştu.

Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın...

Çekik gözleri, simsiyah, dümdüz fırça gibi saçları vardı. Çinlilere benzetirdim ben onu ve ona “Çeng çink” derdim. Onun da hoşuna gidiyordu. Boğuk bir sesle bana gülerken, karnı da hop hop oynuyordu.

İyi niyetli Şaban ağabeyim benim, seni hep "iyilik meleği" gibi hatırlayacağım iyi ki seni tanımışım...bazen seni çok özlüyorum be ağabey...)

Sonunda rezve'ye ormana yatıya gitmeye karar verdim...

Devamı var…

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Talip abi gerçekten süper bir hikaye bir an için omuzlarımda sanki sizin yerinize Sazanları ben taşıyor çevremde bulunanlara ben dağıtıyordum.Devamını sabırsızlık ile bekliyoruz abicim.

Sevgiler saygılar.

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Paylaşım için teşekkürler Talip abi, sazan Aşk'ı gerçekten bir başkadır ve ben öylesine aşığım ki sazana bunu kimse anlamıyor veya ben anlatamıyorum!!!

5 yaşında başladı bu sevda bende, adama gülerler şimdi hiç 5 yaşında ki çocuk AŞIK olurmu? hehe

Varsın gülsünler, eğlensinler coşsunlar, Aşığım be abi.

1 Yıllır ayrıyım sevdalımdan, yüzünü canlı canlı göremiyorum, Allah'tan böylesine güzel bir yuvamız varda, sevgili dostlarımızın konularındaki fotoğraflarında görüyorum onu.

36 yıllık bu sevda, ölene kadar sürecek.

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Teşekkür ederim Hasan kardeşim sağ ol. Devamı fazla beklemeden gelecek inşallah

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Gayet iyi anlıyorum seni İsmail kardeşim boş ver gülsünlerkiki
İnşallah bir an önce kavuşursun sevdalına...o anı yaşamak çok güzel. Bakma deniz yakın olduğu için daha çok ben de denize gidiyorum ama fırsat bulunca tatlı suya da gidiyorum. Bu sezonu açtım 2 kiloluk bir sazan ve 47 cm turna Hikâye yazıyorum ya; inanmazlar diye av raporu yazmıyorumhehe Selamlar...

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Başkan; sevdanı bitirmek için Demirköprü diyeceğim ama, 2-3 hafta kadar önce yanıldık yenildik hadi bir gidelim dedik. Malum küspe yasak, iğne sayısı olta sayısı belli. Bizim ekip kuralcı. Sirküler ne diyorsa o. Cuma akşam üzeri 7 gibi barajdaydık. İnanırmısınız gece saat 11 gibi oltaları atabildik. en fazla atanımız 3 adet attı. Bunun sebebi (geç yerleşmenin) oltacı vatandaşların, en az atanın 10 un altında atmaması ve su seviyesinin aşırı yüksekliğiydi. Su yüksek olunca, bizlerin hayıt dediği çalılıklar atışları engelliyordu. Ayrıca sayı ve boy limitlerine takan falan da yok. Kısaca denetim olmayınca herkes kendi havasında. Bir keresinde 55-60 yaşlarında sözde avcı özde bohçacının 54 adet olta attığını bile görmüşlüğüm var. Yemin etmedim ama ben bir daha baraja falan gitmem dedim. İşin özü bu İsmail kardeşim. Ben sinir olsam da o havayı teneffüs etmek istiyorum dersen, Temmuz da sular 15-20 mt çekilince , bir program yaparız inşallah...

Bu da Barajın son durumu:

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Bu arada paylaşım için teşekkürler Talip abi. Devamını bekliyoruz.

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Paylaşım için teşekkürler Talip abi

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Teşekkür ederim Halil kardeş

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Teşekkür ederim Mustafa kardeş

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

paylaşım için tşk talip abi eline sağlık bu arada en iri sazanları nerede tutabiliriz

 

Cevap: Bir Başkadır Sazan Aşk'ı! (Öykü)

Teşekkür ederim İbrahim kardeş, en büyük sazanları ağ atılmayan, üreme zamanı diğrenle veya zıpkınla vurulmayan, gerçek balıkçılar tarafından korunan, kollanan göl dere ve nehirlerde tutabilirsiniz! Selamlar...