1. Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi.

Üstadlar Benim Ağabeyim ve Dünya İşleri! – 1

'Talip GİRGİN' forumunda Talip Girgin tarafından 15 Ocak 2010 tarihinde açılan konu

  1. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    [​IMG]
    Dünya işleri: Bilirsiniz işte, kimilerine güneş doğmadan önce başlar, kimilerine ise güneş doğduktan sonra… Benim için kâh öyle, kâh böyle, eh işte…
    Kendisini tanıdığım günden beri arı gibi çalışan, dur durak bilmeyen iş kolik bir dostum, ağabeyim var benim! Hafta içi tekstilde yoğun tempo ile çalıştığı yetmezmiş gibi hafta sonları 13 dönümlük elma çiftliğinde toprakla uğraşmaktan büyük bir keyif alır.

    Ben pek anlamam çiftlik işlerinden, topraktan, ağaçtan, fideden ama ağabeyimin toprağa karşı inanılmaz derecede bir şeyler yapma çabasını gördükçe, ister istemez hevesleniyorum. Envai çeşit meyve ağaçları arasına ekilmiş sebzeler, fideler, kenar sıra ekilmiş çam ağaçları ve yine envai çeşit çiçekler…

    Kendisine toprağa ekilen, biçilenler ile ilgili sorular sorulduğunda, ağabeyimin, bilgi ve tecrübelerini aktarmak için yoğun bir çaba içersinde olması ve tüm zirai bilgilerini saatlerce severek anlatmasından, toprağı işlemesini ne kadar çok sevdiğini anlıyordum. “Ne olursak olalım, köylü tarafımız hep bizimle beraberdir” diyordu.

    Toprak, ağaç, çiçek konusunu her açtığımda, ağabeyimin mutluluğun ışıması yansırdı üzerime. Bu ışımanın yanındayken, hayata daha bir pozitif sarılırdım.
    İçimde ukde kalan köylü tarafımı yaşardım onun yanında. Ünye nere İğneada nere, iş aş derken edilen sohbetlerde kaynaşıverdik birbirimize. Ben onu kendime ağabey belledim o da beni kardeş.

    Onun güzel anılarına nazire edercesine gençlik yıllarımda gır gır motorlarıyla profesyonel olarak yaptığım “Alamana” balıkçılığı üzerine bildiklerimden bahseder, çekilen kıtaldeki binlerce lüfer balığının tepemizden aşağı yedek tekneye boşaltıldığında, kıpır kıpır oynayan balıkların içindeyken duyduğumuz heyecandan söz ederdim.
    Balıkların keskin dişleri ellerimizi ve elbiselerimizi Jilet gibi kesiyordu… (Özellikle lüfer)

    Kara avcılığım sırasında orman arasına sıkışmış küçük çayırlarda gördüğüm; duvağından çıkmaya çalışan gelin mantarının asil duruşunu anlatmadan geçemezdim bu sohbetlerde…

    Karayel estiğinde göl ve denizin birleştiği lagünlerde kefallerin denize çıkmak için delicesine akın yaptığını ve o anda insanların ellerindeki sopalar ile balıkların peşinde nasıl koşuşturduklarından bahsederdim.

    Ben, Ünye’nin fındık bahçelerini ve akarsularını ne kadar merak ediyorsam, sevgili ağabeyimde İğneada’mızın denizini, ormanını merak ederdi.

    Bazen iş yerinde ağabeyimin sıkıldığını, bunaldığını görürdüm. Önüne gelene bağırır, sıkışan enerjisini boşaltmaya yer arardı! Velev ki bu anda eline düşmeyin yandığınızın resmidir. Fabrikanın toprak bir bahçesi olsa, ayakkabılarını çıkarıp yalınayak bahçede dolaşacağına adım gibi eminim!

    Böyle zamanlarda “Ağabey hadi bir Florya yapalım birer dondurma yer geliriz” dediğimde. Önce yüzüme parlayacakmış gibi şaşkın bir ifade ile bakar, sonra “Hadi kalk“ derdi. Florya’da havuzlu parkın bahçesinde suni yapılmış şelalede şarıl şarıl akan su sesi eşliğinde dondurmalarımızı yerken ağabeyim sakinleşir ve bana” İyi ki geldik Talip Usta moralim düzeldi” derdi.

    Evet, ben onun fabrikasının işyerlerinin ustasıydım lakin, on beş yılı geçmiş bir beraberliğin sonucunda hakikatten biz bir aile olmuştuk!

    Birçok iyi günümüz olduğu gibi sıkıntılı günlerimizde oldu. İş konusunda tartışmalarımız olsa bile bu tartışmalar hiçbir zaman bizim dost sevgimizden bir şeyler alıp götürmedi.

    Tam aksine bizi birbirimize karşı olan sorumluluklarımızı hatırlatıp daha iyi bağlanmamıza neden oldu.

    Bazen hesap gördüğümüzde (!) işim gücüm var dese de, zorla koluna girer lüks bir restorana yemeğe giderdik. Yemekleri ben ısmarlardım ama hesabı hep o verirdi! Takılırdım ağabeyime “Hesabı senin vereceğini bilseydim daha fazla yerdim” dediğimde; yine bildik ifadeyle yüzüme bakar, sonra birlikte basardık kahkahayı.

    Ağabeyim ile koyu bir muhabbete girdiğimiz zamanlarda eve ekmek almayı unuttuğum çok olmuştur. Bu yüzden evde makarna stoku yapıyordum. Bazen ağabeyim ile sohbet ederken bir boşlukta, Hanıma telefon açar ve “ Hanım, beni akşama yemeğe bekleme, ağabeyim beni yemeğe götürecek” dediğimde, sevgili ağabeyim basardı kahkahayı.“Pes derdi böylesini ne gördüm ne işittim” Hemen arkasından o da yengeyi arardı. “Fatma, siz beni yemeğe beklemeyin geç geleceğim
    ….
    Zamanla ağabeyimin işleri daha bir yoğunlaştı. Eskisi gibi sık sık bir araya gelemez olduk. Çoğu zaman ayaküstü kısa konuşmalar veya bir iki çay içimlik vakit bulabiliyorduk. Bazen, cuma namazlarından sonra birlikte firmada yemek yer arkasından çay veya kahve içerdik…

    Her zaman “Allah’ım bana bir, ağabeyime bin ver” diye dua ederdim! Çünkü o bir lider, o bir işverendi. Benim üç beş kişiye, onun yüzlerce kişiye, belki dolaylı binlerce kişiye iş vermek gibi bir amacı vardı.

    Bu yoğunluk içersinde birlikte kurduğumuz hayallerimizin üzerine birer bardak soğuk su içmeye alıştırmıştık kendimizi. Çünkü ne Ünye’ye gidebildik ne İğneadaya…

    Ağabeyim işleri süratle büyüyordu, ek binada ona yeterli gelmeyince, Ambarlıda Fabrika inşaatına başladı. Bu arada çok önemli bir dernek başkanlığını da sürdürüyordu.

    Fabrika, inşaat, dernek üçgeni arasında sıkışıp kalmıştı.
    Bu dernek işine atıldığında çocuklar gibi sevinçliydi! Faydalı bir şeyler yapacağı için çok mutluydu, benimle bu konuda çok şey paylaşmıştı. Başarabileceğine inanıyordum. Bir süre sonra hayal kırıklığı içinde istifa ettiğini görünce onun adına bende çok üzülmüştüm! Bana göre kaldığı süre içinde takip ettiğim kadarıyla oldukça başarılıydı. Ağabeyimin bu derneğe maddi manevi katkılarını yakinen biliyordum.

    “Her şeyde bir hayır vardır”

    Bir gün tesadüf oldu msnde görüştük: Bana avatar’ımdaki balıkları soruyor…
    Balıkları sen mi tuttun harbiden, harika
    Hanım ile beraber tuttuk
    Dolapta varsa gel de bi mangal ziyafeti yapalım
    Kalır mı be ağabey çoktan gitti onlar
    Yenisine kısmetse
    Beni çağırmayı unutma beraber gidelim
    Tutmaya gelir misin harbi ama?
    Uygun zaman olursa gelirim seyirci olarak
    Sadece seyirci olmaz mangalı da götürürüz o zaman
    İtiraz etmem olabilir tabi
    Tutması senden pişirmesi benden

    Tamam, o zaman ilk on gün sıkı bir işim var sonra bir organize yaparız
    Ereğli tarafında
    Tamamdır
    Bana müsaade ağabey yine görüşürüz şimdilik kalkmam lazım iyi akşamlar...
    hoşçakal
    Hoşça kal

    &&&&

    Ağabeyim fabrika ve inşaat arasında gidip geliyordu. Yine eskisi gibi fırsat bulur bir iki günlüğüne kafa dinlemeye İğneadaya kaçarız diyordum. Hem önceden balığa gitme sözümüzde vardı!
    Ve bir gün ağabeyime “Hadi kalk İğneadaya gidelim, biraz kafa dinlendirelim” dedim..
    Düşündü, taşındı ve” Neden olmasın” dedi. Tam gitmeye hazırlanıyorduk ki telefon çaldı.
    Arayan “Dünya işleri
    İnşaatta elektrik kesilmiş acilen buraya gel!
    ……
    Yine başka bir gün ağabeyime “Hadi kalk bir İğneada turu yapalım, gözün gönlün açılsın” dedim.
    Düşündü, taşındı ve” Neden olmasın” dedi. Tam gitmeye hazırlanıyorduk ki telefon çaldı.
    Arayan “Dünya işleri” Kanal tıkandı inşaatı su bastı acele inşaata gel.
    ….
    Bir başka gün…
    Arayan Dünya işleri; Koş inşaatta mutahit seni bekliyor, elektrik teli kopmuş, wc duvarları yanlış örülmüş, traktör rögar kapağını kırmış, çukura düşmüş!
    ….
    Ve diğer günler…

    Arayan Dünya işleri; Almanya’dan müşteri iş getirmiş
    Arayan Dünya işleri; Yarın yükleme var mallar yetişmemiş
    Arayan Dünya işleri; Yeni siparişler var yetişemiyoruz
    Arayan Dünya işleri; Elemanlar yetersiz geliyor
    Arayan Dünya işleri; Su boruları patlamış fabrika susuz kaldı
    Arayan Dünya işleri; Ödemeler hesaba yatmamış işçi maaş beklemekte

    Dünya işleri” her seferinde bizim önümüze bir sorun, bir engel olarak çıkıyordu… Allah muhafaza bugün birimizden biri ölse! İçimizde kor gibi bir ukde daha kalacaktı.

    &&&

    Uzun zaman olmuştu ağabeyimle görüşmeyeli. "Gel çay içelim" demişti telefonda…
    Çaylarımızı yudumlarken onu bitkin ve yorgun gördüm. "Hadi kalk gezmeye gidelim" diyeceğim ama telefonun çalmasından korkuyordum! Ya, yine “Dünya işleri” ararsa?
    Tabi ki muhabbet döndü dolaştı yıllardır birlikte çok isteyipte yapamadığımız o kısa tatile geldi. Yine o sihirli kelimeyi söylemek zorunda kalmıştım; “Hadi ağabey bir İğneada gezisi yapalım” dedim!

    Ağabeyim önce yüzüme baktı sonra kedi çevikliği ile telefonun fişini çekti…
    !!!
    Neden olmasın?
    Devam edecek…

    Not: Konuyla ilgili görseller için tıklayın...
     
  2. U_B

    U_B Tba Okuru

    Bu güzel yazı için teşekkürler,
    maalesef dünya işleri de şart oluyor.
     
  3. AŞKIN

    AŞKIN Admin Admin

    Katılım:
    15 Ocak 2009
    Mesaj:
    2,426
    Alınan Beğeniler:
    147
    Ödül Puanları:
    48
    Şehir:
    EGE
    Web Sitesi:
    Talip abim,soluksuz ukudum yazını çok keyif aldım,
    sanki yıllar sonra benim anlatacağım bir konuyu anlatmışsın.
    Bende bir tekstil fabrikasının ustasıyım ve patronumla aram çok iyidir,oda senin ağabeyin gibi toprağa,bahçeyi ve evçil hayvanları çok sever,uğraşır.
    Benim balık avlarıma heyacanla takip eder bu hafta neler yakaladınız neler yaşadınız diye hep sorardı.
    En sonunda patronumuda balığa götürmeye karar verdim ve teklif ettim,bak abim,çok yorucu,çok sıcak,çok adrenalinli bir gün olacak hazırmısın dediğimde hemen sorun değil dedi ve plan gerçekleşti.Onun için çok değişik,hiç yaşamadığı bir duygu idi ve çok mutlu oldu.Çok yoruldu,kıpkırmızı nar gibi yandı ama hiç şikayet etmedi,demekki böyle değişikliklere çok ihtiyacı varmış.
    Yazınızın devamını bekliyorum,saygılar abim,;)
     
  4. İsmail ESENCAN

    İsmail ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    11,450
    Alınan Beğeniler:
    10,056
    Ödül Puanları:
    5,113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Sevgili Talip Abi, insanın ara sıra dünya işlerinden elini çekmesi gerekmekte, yoksa dünya çekilmez bir hal alıyor.
    Yazının devamını bekliyorum, oradaki ince nüansı yakaladım, bakalım devamında gelecekmi.;)

    Sevgilerimle.:)
     
  5. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    Haklısınız dostum, onlarsız da olmuyor:p Selamlar...

    Evet Aşkın haklısın, bir çok insan imreniyor bu yaptıklarımıza.
    Her zaman beni de götür diyen olur mutlaka...Zamanı iyi kullanmak lazım selamlar kardeşim...


    İnşallah devamında başka nühanslar da yakalarsın sevgili kardeşim:p Selamlar...
     
  6. ksk sedat

    ksk sedat Üye Balıkçı

    Katılım:
    6 Eylül 2009
    Mesaj:
    180
    Alınan Beğeniler:
    6
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    izmir ve çvr
    Şu kısa ömrümüzde bir çok şeyi ötelememize sebep olan dünya işlerinden ne yazıkki yakamızı kurtaramıyoruz.Adı üstünde işte dünya işi birçok şeyi daha engelliyecek. Yazınızın devamını bekliyoruz inşallah son anda bir engel daha çıkmaz saygılarımla.
     
  7. Sedo3535

    Sedo3535 Tba Okuru

    Devamını merakla bekliyorum Talip abi.
     
  8. Talip Girgin

    Talip Girgin ÜSTAD ÜSTAD

    Katılım:
    16 Mayıs 2009
    Mesaj:
    770
    Alınan Beğeniler:
    17
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    Marmara ve Trakya
    Web Sitesi:
    Sedat Bey haklısın dünya işlerinden kolay sıyrılamıyoruz. Fakat buna bir çare bulsak kendi sağlığımız için iyi olacak sanırım:) Geçte olsa yazımı tamamlayacağım. Selam ve saygılarımla..


    Serdar kardeşim bu akşam yine 2- bölümünü yayınlayacağım sanırım daha iki bölüm sürer:) Görüşmek üzere sevgili kardeşim selamlar...

    Genel: Yorumlarınıza geç cevap yazdığım için özür dilerim arkadaşlar. Malum işler ve başka yazılar nedeni ile zaman zaman gecikmeler oluyor. Lütfen kusuruma bakmayın...Hepinizi seviyor ve sayıyorum sağlıcakla kalınız...
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş