Üstadlar Kızlı-Erkekli bir av güncesi.

Sevgili dostlar bu hafta içinde İzmir' e çisenti şeklinde bir-iki gün yağan sonhabar yağmuru sonrası nihayet hava poyraz' a çevirdi ve bizlere Levrek avı için bir -iki günlük uygun hava koşulları oluştu.Fakat o günler içinde misafirli olduğum için pek değerlendirme imkanı bulamadım.Nihayetinde poyrazın devam ettiği son gün içinde, eşimle beraber kıyıdan yemli takım ile akşam üstü hava kararmadan başlayan ve 3-4 saat kadar süren bir Levrek avı denemesi imkanı bulduk.Neticede bir vuruş denk gelmediği için sonuç alamadık.Gelen vuruşlar Levrek vuruşlu olmayıp, sargoz ve mırmır vuruşları idi.Oltaya takılan bir kaç küçük balığı da zaten aynen zarar vermeden suya iade etmiştik.

​

Bizim av esnasında olduğumuz sırada av partnerlerimden sevgili dostum Erdal Bey beni cepden aramıştı.Önümüzdeki Salı günü hava on numara.Haydi hanımlar ile bir tekne avı yapalım diye.Pek kesin cevap vermedim o onda.Zira henüz yakın bir zamanda bir tekne avı yapmıştım.Ve daha onun yorgunluğu geçmeden bu defa kendimi eşimle beraber yine olta elimde bir deniz kenarında bulmuştum.Artık yaşın ilerlediğinden mi olsa gerek, böyle arka-arkaya yaşanan av güncelerine gerçekten bedenim artık pek dayanmıyor.Hele akşamdan gidilip de tüm gece sabaha kadar süren av güncesinin yorgunluğunu emin olun, iki günde üstümden zor atabiliyorum.

Uzun süre ayakta kalarak elde olta ile beklenen levrek avı güncesi dönüşü, ertesi gün haliyle biraz geç kalktık.Keyfe keder geç saatte yapılan bir kahvaltı sonra içilen keyif kahvelerimiz esasında bu defa da, eşimin telefonu çaldı.Telefona baktığında ise arayanın Sevgili dostum Erdal kardeşimin eşi, sevgili Belgin hanımdı.Aynı teklif bu defa ondan gelmişti.

Bu kadar ısrarlı ve nazik davete olumsuz yanıt vermek tabiki de olmazdı.Ve hemen karar vererek hafta içi oluşacak bu on numara hava esnasında neyi, nasıl yapacağımıza karar vererek başladık hazırlık yapmaya.Bizler bu kararı vermiştik ki, henüz yarım saat bile geçmeden,bu defa benim cep telefonum çaldı.Bu defa arayan Sevgili Göksel Kardeşimin abisi sevgili Nadir kardeşimdi.Telefonda yaptığımız konuşmada, bana ekip olarak yarın sabahtan Bodrum'a balık avı için gideceklerini ve gelip gelemeyeceğimi soruyordu.Tarafıma gelen bu güzel teklifi, Nadir kardeşime gerekçemi anlatıp inşallah bir dahaki sefere deyip, teşekkür ederek cümlemize rastgelsin kardeşim dedim.

Aynı gün akşamı hani uykuyu az biraz kandıralım diye geç olmayan bir saatte yatsak bile, uyku tutmadı bir türlü.Hem benim, hemde eşimin kulağı doğal olarak buluşma saatinden önce çalacak olan cep telefonun alarm saatinde.Ve sözün özü sabaha karşı saat : 03,30 gibi buluşarak düştük yola.Sözde sabah suyunu kaçırmayalım diye erken çıkmasına çıktık ta, ama hiç de öyle acelesi olanlar gibi değiliz.Yolda ilk olarak uğranılan yemciden 200 adet sülünez aldık ve bu defa da soluğu yine yolumuz üstünde yer alan bir sabahçı puaça-gevrek-boyoz vs gibi unlu mamuller üreten ve hemen yanında salonda da servis yapan işyerinde aldık.Sıcacık yeni demlenmiş çaylarımız eşliğinde sabah kahvaltısı öncesi atıştırma tarzında kısa bir ara öğün yaparak düştük yine yola.

​

Çeşme ye vardığımz da ise vakit henüz erken olduğu için doğal olarak gün ağarmamıştı.Tüm yaz boyu insanların 24 saat faal olduğu İzmir /Çeşme, adeta boşaltılmış bir köy gibi ıssız ve sessizdi.Bomboş yollarda ise bir tek geçen araçlara doğası gereği olsa gerek, koşarak havlayan başı boş sokak köpekleri var.Hani gecenin o saatinde oradan bir yaya geçmeye kalksa, vay haline diyorum.

Eve varınca aldı bizleri bir telaş.Hemen bir görev bölümü haliyle.Erdal kardeşim,yakıt deposuna takviye yapmaya giderken ; geride kalan bizler ise ev içinde koşuşturup duruyoruz.Hanımlar çay demleme ve yemek-yiyecek işlerini hallderken, bende tekneye yüklenecek eşyaları hazırlamak ile meşgülüm.

Her şey tamam olunca da hangi tekne ile gideceğimize karar verdik.Zira suda olan esas teknemiz 5,20 lik Rota Fishermen in içi yağmur suyu ile dolu olabileceğini düşündüğümüz için diğer tekneyi kullanacağız doğal olarak.Tekne karada ve ters çevrili olduğu için, onu düzelterek suya doğru hop,1-2-3 haydi diye sürükleye sürükleye oldukça sığ olan suya çok şükür ulaştırdık.Eşyaların da yüklenmesini müteakip,Erdal kardeşim tekneye bindi.Ben ise, uygun kıyafetim olduğu için,suya girerek motorun oldukça sığ olana dip zemine değmeden çalışabileceğe derinliğe doğru tekneyi çektim.

Tekne yeterli derinliğe varınca da ,Erdal kardeşim yavaş yavaş başladı bir c harfi şeklindeki küçük koyun diğer ucuna doğru ilerlemeye.Zira hanımlar karşı tarafdaki doğal kara parçası - çıkıntısının arkasına, barınaktaktaki tekneler gibi sıralı olan teknelerin olduğu yerde beklemedeler.Çünkü orası kısmen daha derin ve tekneye oradan binecekler.
Bende c şeklindeki küçük koyu 1-2 dakika sürede yürüyerek oraya ulaştım ve bizim tekneden çapa ve ipi alarak, üstümde koltuk altına kadar uzanan kasık çizmelerin verdiği rahatlıkla tekrar suya girdim ve malzemeyi götürüyorum.Ortam henüz karanlık ve bastığım yerleri zar zor gözüm seçiyor.Erdal uzaktan sesleniyor.Tonozların halatlarına dikkat et diye.Onun dediğini duymasına duydum da, o halatlardan birine ayağımın takılıp da tökezlememe engel olamadım.Tökezleyince de doğal olarak aynen, elimdeki plastik sepette yer alan çapa,zinciri ve halatlar ile yüzü koyun suya uzandım.Hey Allah ım dedim bu ne şans.Sabahın kör karanlığında demek zorunlu sabah duşu almakta varmış nasipde.Alel acele hemen kalktım.Allah tan sadece dış giysilerim ıslandı.Koltuk altıma kadar uzanan kasık çizmesi beni daha fazla ıslanmaktan kurtardı.

​

Haydi Erdal kardeşim ile zorunlu olarak eve geri döndük ve 5 dakika içinde üstüme kuru giysiler giyerek tekne tekne başına vardık.Orada bekleyen hanımları suya düşürmeden tekneden tekne aktararak çok şükür onlar teknedeki yerlerini aldılar.Seri başında yer alan en son teknenin üstüne geçtikten sonra en son ben bindim ve başladık sığ koyumuzda yavaş yavaş ilerlemeye.Bu arada ben elimle dıştan şöyle bir sol diz kapağımı ve civarını yokladım.Zira ince ince bir ağrı vardı.Artık düştüğümde bir yere mi vurdum.Yoksa bir canbaz gibi teknelerin üstünden, diğer teknelere atlaya, zıplaya ilerlerken mi bir yere vurdum hatırlamıyorum.Ama o kadar da çekilmeyecek bir ağrı yok.

​

Biz henüz koydan çıkmadan ortam başladı aydınlamaya.Aman Allah'ım nasıl bir aydınlanma,nasıl bir ışıma anlatamam.Zira sözlerim kifayetsiz kalır.Yeni yeni doğmakta olan güneş, havada asılı duran bulutlar yardımıyla kırmızı ve beyaz renkleri harmanlamış ve, ortaya masal ülkesindeki gibi bir pespembe bir dünya yaratmış gibi.İnsanın ömrü hayatında ender göreceği bir manzara.Teknede yer alan hepimiz ağızlarımız açık bir vaziyette, hayran hayran bu büğülü dünya içinde kaybolup gidiyoruz adeta.Ve hepimiz aynı duygular ile Allaha şükür ettik.Bizlere bu güzellikleri yaşama imkanı verdiği için.Beni bire bir tanıyan yakın dostlarım bilir.Balık olmuş, olmamış emin olun asla benim umrumda olmamıştır hiç bir zaman.Benim için önemli olan bu hobiyi her zaman yaşama imkanı bulabilmek hususu yetmiş ve artmıştır bile.

Kısa bir yolculuktan sonra ilk meraya vardık.Takımlar klasik 3 köstekli takımlar.İğneler yine her zamanki gibi sülünez için en uygun olduğunu düşündüğüm kısa pala çapraz 3 no iğneler.Olta atılan sular sığ olmadığı için de kurşunlarımızın ağırlığı 200 gr lık sardalye kurşun diye tabir edilen kurşun tipi.

​

Sabah güneş doğarken az biraz havayı karıştırdığı için doğal olarak ilk av merasında çapa attık.Hanımlar sallantıdan etkilenmesin diye.Ve oltalar su ile buluştuğunda başladı vuruşlar ve arkadan da balıklar gelmeye.Oltaya gelen her vuruş ile büyük bir heyecan yaşayan eşlerimizin mutluluğu gerçekten görülmeye değerdi.Bu güzel hobiyi tek başlarına yaşayan tüm dostlarımıza,eğer eşleri de isterse mutlaka onlarıda katmalarını kesinlikle tavsiye ederim.

Oltaya gelen balıklar ilk anlarda karagözler oldu.Ve, ara arada mercanlar.Benim takımın başındaki fırdöndülü klipse takılı olan kalamar zokası olduğu için, ben iner çıkarken 3 adet kalamar aldım.Daha sonra ortamı gopez sarınsa ilk merayı zorunlu olarak terk ettik.

Hava iyice aydınlanınca rüzgar sıfır gibi bir şey oldu.Tüm kara parçasını yoğun sis kapladı.Tekne ile ilerken, ne yazık ki, kerteriz alma imkanımız hiç olmadı.Rastgele ve tahmini yerlerde moturu stop edip av boyunca hep akış yaparak olta attık.

​

Akış esnasında teknede yer alan her bir kişi limitler dahilinde yeteri kadar balık tutabildi diyebilirim.Boyu küçük olan balıklar, zarar vermeden ''Büyüyüp de gelmesi'' dileği ile tüm av boyunca aynen suya iade edildi.Yalnız oltaya denk gelen hanosların bazıları dışarıya çıknca ağzının içini dolduran şişik hava keseleri iğne ile patlatılsa dahi suya dalamayınca, martılara yem olmaktan kurtulamadı.Av esnasında bizleri şaşırtan 2 balık oldu.Bu meralarda pek sık rastlanmayan bir adet küçük bir kırlangıç ve bir adette çiftlik kaçkını bir çupra oldu.Kırlangıçın o muhteşem yan yüzgeçlerindeki görsel güzellik eşlerimizin çok dikkatini çektiği için onu kısa bir süre inceledikten sonra hemen suya saldık.

Sözün özü, eşlerimiz ile birlikte hoşca vakit geçirdiğimiz harika bir av güncesi daha yaşamış olduk.Tüm dostlarının sağlık ve sıhhat içinde ama eşleri, ama dostları ile birlikte çok daha güzellerini yaşaması dileği ile tüm dostlarımıza rastgele diyorum.

1041 eklentisini görüntüle 1042 eklentisini görüntüle 1043 eklentisini görüntüle 1044 eklentisini görüntüle 1045 eklentisini görüntüle 1046 eklentisini görüntüle 1047 eklentisini görüntüle 1048 eklentisini görüntüle 1049 eklentisini görüntüle 1050 eklentisini görüntüle 1051 eklentisini görüntüle 1052 eklentisini görüntüle


​

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Başlık harika, ava zaten söylenecek laf yok.Alkış Fevkaladenin fevkinde bir av güncesi, dostluk muhabbet gırla, akşam nevalesi de ortaya karışık daha ne olsun be abim, kızlı erkeklilere afiyet bal şeker olsun.

Şu görüntüye bittim, mükemmel bir kare yakalamışsınız abim, harika.Alkış

​

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Süper süper süper av !
Kızlı - erkekli avınızı tebrik ederim. AlkışAlkışAlkışAlkışAlkış

Balık avına katılan tüm bayanları da burandan alkışlamak gerekiyor. AlkışAlkışAlkışAlkışAlkış

Size alkış yok beyler ! :lol:

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Maşaallah ustam bundan sonra erkekli avlar zor gibi ekip bırakmaz yakanızı ailece afiyet olsun

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sevgili dostum, yorumun için teşekkürler kardeşim.Gerçekten bereketli bir av güncesi oldu.Alınan balıklar 4 e bölündüğü halde her aile için birer pişirimlik tavalık çıktı çok şükür.

Sabahın o ilk saatlerine gelince....Aman Allah ım....Aman Allah ım .....Olmaz böyle bir manzara...Ben bu yaşa geldim çok geceden balık avı yaptım.Çok güneşin doğuşuna şahit oldum.Ama ortamın bu kadar güzel olduğu ana şahit olmadım.

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

ishak abim anlatır da güzel olmaz mı. güzel av olmuş, tebrikler.

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sevgili Aytaç hocam, şartlar oluştuğunda inşallah başta sen olmak üzere tüm dostlarımıza bu tür av günceleri yaşamalarını temenni ederim..

Ben çok uzun süre sabrettim ve çok şükür başarabildim...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

aile saadeti dediğin budur.. süper ötesi

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Faruk hocam, yorumun ve güzel sözlerin için teşekkürler.Kardeşim, ekip çok önemli biliyorsun, ekip güzel olunca ortaya doğal ve bir o kadar da böyle güzel görüntüler çıkıyor.

Benim yaptığım ise, bu ortamın oluşması ve oluştuğu esnada ortaya çıkan her şeyin aynen beyanını sağlamaya çalışmaktır sadece. Yaşanan sıcak ve mutlu ortamı siz dostlarıma da aktarabildiysem ne mutlu bana hocam.

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Canım abim felekten harika keyifli kırmızılı bir yaşamışsınız Allah birlikteliğinizi beraberliğinizi hiç bir zaman bozmasın en kötü gününüz karelerdeki gibi olsun .


Saygılar.

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

İshak bey yine resimlerle ve anlatımla mükemmel bir paylaşım yaşattınız bize teşekkürler...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Üstadım harika bir anlatım, soluksuz keyifle okudum. Elinize sağlık, böyle güzel ve bereketli avlarinizin daim olması dileğiyle. Alkış Alkış

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sevgili Üstadım,kızlı erkekli av muhteşem olmuş,hele raporunu okumaya insan doyamıyor,öncelikle kızları,sonra erkekleri yürekten kutlarım...AlkışAlkışAlkışAlkış
Avlarınız hep böyle bereketli ve muhabbet dolu olsun.Paylaşım için teşekkür ederim...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

İshak abicim kızlı erkekli güzel bir av yapmışsınız.

En kötü gününüz böyle olsun herdaim.

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sevgili dostum, tespitin çok yerinde vallahi...Hanımlar şimdiden yeni yaşanacak olan av güncelerinin planlarını yapmaya başladı bile...:lol:

Darası ve daha güzelinin tez zamanda sizlere denk gelmesi dileği ile yorumunuz için teşekkürler kardeşim...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Yusuf kardeşim, esas amacımız senin elindeki o kallavilerin olduğu yada olabişleceği meralara doğru yelken açmaktı...Gel gelelim merada güzel vuruşlar olunca uzak mekanlara gitmekten vazgeçip her zamanki yerlerde vakit geçirdik.

Mehmet im, av güncesi öncesi ve av esnasında yaşanan her şeyi olduğu gibi yansıtmaya çalıştım.Amacım sadece görsel olarak olsa bile,av güncesi esnasında yaşanan güzel anları siz dostlarıma da aktarmaya çalışmaktı.

Bunu başarabilmişsem ne mutlu bana...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sevgili Mükremin ve sevgili Ayşe ablacığım, yorumlarınız ve güzel sözleriniz için her birinize teker teker teşekkür ediyorum.Tez zamanda daha güzelinin dostlarınız işle birlikte sizlere denk gelmesi dileği ile rastgele...

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

İnşallah , İzmir'e geldiğim zaman sizinle keyifli bir balık avı yaparız.

Aramızda kalsın ! Ne zaman İzmir'e balık tutmak için gelsem İsmail beni misafir merasına götürüyor. kikikiki

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Sanki balık tutmasını biliyorsun da, seni sinarit merasına götürecektim. Sen bizim balıkları da kaçırırsın be abim, sıkıntı büyük.:no::bleh1:kikikiki:lol:

 

Cevap: Kızlı-Erkekli bir av güncesi....

Oooo sen sinarit merasını unut !

Seyfi bana GPS bilgilerini verdi.kikikiki Şimdi sen düşün !kikikiki