Dün hanımla beraber kıyıdan bir yerler olta atmaya karar vererek vakitlice yola çıktık.Yoldan yem işini hallettikden sonra otobana vs girmeden eski çeşme yoluna devam ederek av yapacağımız yere vardık.Baktık olta atacağımız yere yakın bölgede denize girenler var.Hem onların rahatı hem de bizim rahatımız açısından hava kararıncaya kadar bir yerlerde vakit geçirdik ve havanın kararmasına yakın olta atacağımız yere vardık. Baktık sahil boşalmış.Yani ortam olta atmaya müsait.Bir tek bayağı ileride 2 araba ve iki aile var.Onlarda zaten uzak diye takım taklavatı hazırlayıp, takımları su ile buluşturduk.Vuruşlar zayıf, ama sorun yok bizler için.Zira amacımız ille de balık tutmak değil çünkü. Bizlerden bayağı uzak olan 2 ailenin aile reisleri belki bizlerden feyz almış olacaklar ki, ellerinde kasnak ile göbeklerine kadar denize girip olta atmaya başladılar.Aşırı allkollu oldukları her hareketlerinden ve yarı nara yari haykırma şeklindeki iğrenç konuşma şekillerinden belli. Bizlerde tetikte onları izliyoruz doğal olarak.Zira ne yaptıkları bilmez bir şekilde hareket ile takımların olduğu yere doğru ilerliyorlar daha derine doğru.Doğal olarak tedirgin oluyor insan.Bir ara takımları topladık ve bu iğrenç seramonin bitmesini bekledik.:rant:Zira korkumuz şu ki, denizde yürürken takımlardaki iğnelerin ayaklarına batması an meselesi.Yanyan gele gele tam karşımıza geldiler çünkü. Havanın iyice kararmasından sonra bu iki mahluk denizden çıktı.:hypno2:Ve ailelerinin yanına vardı.Bizler takrar oltaları hazırlayıp su ile buluşturduk.Ama bu ara adına akşam suyu denilen o saat dilimini kaçırdık tabiki.:no: Hoppala içlerinden biri yine kalktı ve yine denize girerek bizim kamışların tam karşına doğru başladı yürümeye.Hop kardeş, arkadaşım aman dikkat bak orada iğneler var denizin içinde desem de, onun bu uyarıyı duyması ve anlaması ne mümkün.:no:Kafadamdaki kafa lambasını filan tutuyorum.Ama çare değil.:rant:Apar topar eşimin elindeki kamışı topladım.Benim kamışı sıra gelmişti ki vatandaşın,denizdeki takımın misinasına ayakların değdiğini hissettim.Ve kamışı komple suya yatırarak ayaklarına dolanmasına engelledim.Allahtan ayağına filan dolanmadı. Aklı sıra ailece deniz-mangal sefası yapmaya gelmiş bu günü birlikçi denilen sade vatandaşımız AKLI SIRA GÖZLERDEN UZAK BİR ŞEKİLDE DENİZDE HACET GİDERDİĞİNİ sanırım söylemeye gerek yok. Durum böyle olunca da ÖKÜZLÜĞÜN SON MERTEBESİNE gelmiş bu sade vatandaşımıza uyup da o mertebeye varmak yerine, bizlerde aklı selim davranıp orayı terk ettik. İçki içmeyi ağzı ile değil de ,sanırım bambaşka bir yeri ile içip de;insanlığını kaybedip, içinde saklı olan hayvani duygu ve hareket tarzı ile davranan bu vatandaş bizlerin kıyı avı zevkinin resmen içinde içine diyebilirim. Son söz olarak bir daha özellikle bu tür ÖKÜZLERİN YAYLIM ALANI olan bölgelerde hafta sonları olta atmayı aklımın ucundan bile geçirmeyeceğim bundan sonra.:lol:
Cevap: öküzlük mertebesi bu olsa gerek.. Ah be güzel abim, maalesef bu tür öksüz.! lerden her alanda mevcut, resmen hafta sonunuzun içine etmişler. Alkol' ün ne kadar kötü bir illet olduğunu böyle öksüz.! leri gördükçe daha güzel anlıyorum. Neyse hayırlısı olsun güzel abim, gelmiş geçmiş olsun inşAllah böylesi bir durumu bir daha yaşamazsınız.
Cevap: öküzlük mertebesi bu olsa gerek.. Ben hep söylerim,içmesini bilmiyorsan içmeyeceksin o kadar...:rant:
Cevap: öküzlük mertebesi bu olsa gerek.. Geçen sene buna benzer bir olay benim de başıma geldi. Gündüz vakti ailecek deniz keyfi yaparken yan tarafımıza 4 genç geldi, ellerinde içki şişeleriyle oturdular. İçkinin tesiri kendini gösterdikçe ağızlarından küfürlü kelimeler çıkmaya başladı ve artık orada durulamaz bir durum oluştu. İki seçenek vardı, ya risk alıp gidip uyaracaksın ya da pılını pırtını toplayıp oradan gideceksin. Ben aklıselim davranıp ikinci şıkkı seçtim ve oradan ayrıldım. Bunca yıl yaşadığım deneyime dayanarak lanet olsun alkole ve içki içme özgürlüğünü kullanarak başkalarının özgürlüğünü elinden alanlara diyorum.
Cevap: öküzlük mertebesi bu olsa gerek.. Sevgili arkadaşlar, yorum ve fikir beyanlarınız için hepinize teker teker teşekkür ediyorum. Bence dikkat edilmesi gereken esas sorun şu olsa gerek.Lise yıllarında görmüş olduğumuz Felsefe Gurubu adlı dersimizin alt dalı olan Psikoloji dersimizden hatırladığım kadarı ile insan oğlunun zihinsel yapısı üç ana guruba ayrılıyormuş. 1- İD (İlkel benlik-salt haz duygusu) 2-EGO (Öğretilen,öğrenilen benlik duygusu) 3-SÜPER EGO (Sosyalleştikçe gelişen benlik duygusu) İnsan oğlunun doğduğu andan itibaren sahip olduğu benlik kavramına İD adı veriliyormuş.Teşbihde hata olmasın.Bu duygu hayvanlarda da var olan en ilkel bir benlik kavramı imiş.Yaşama arzusu, kendini koruma arsusu,cinsellik ve haz alma duygusu vs.Bu benlik kavramı hiç bir şekilde kontrol ,denetim bilmeyen - tanımayan bir benlik kavramı imiş. Aile içinde büyüyen bir çocuk doğuştan gelen bu İD denilen benlik kavramına ilave olarak nerede, nasıl davranması gerektiğini,ayıp olanın ve günah olanın ne olduğu vs gibi kavramları alırmış.Yani, ilkel benliği bir şekilde içinde yaşadığı aile bireylerinin kontrol-denetim ve uymadığı takdirde de ceza verme şeklinde edinimler ile EGO kavramı gelişmeye ve şekillenmeye başlarmış. Kişinin yaşı büyüdükçe ve eğitim seviyesi arttıkça bu defa da daha da sosyalleşerek adına SÜPER EGO denilen benlik kavramı gelişmeye - oturmaya başlarmış. Sözün özü gerçek bir bireyde bu 3 benlik hali vardır.Ve kişinin gerçek yaşamının adına SÜPER EGO denilen benlik yön verirmiş. Mesela yolda giderken yerden bir cüzdan bulduğumuzu düşünelim.İlk olarak ilkel benlik devreye girermiş.Cüzdana hemen sahip çıkmayı yeğlermiş.:hypno2:Ama daha sonra devreye EGO girer ve bunun yanlış bir şey olduğunu söylermiş.:no:Ve daha sonra da SÜPER EGO devreye girerek bunun esas sahibi acaba ne durumda diye düşünüp, bir an önce cüzdanı kaybeden gerçek sahibine ulaşmanın yollarını ararmış. Gelelim şimdi benim haftya sonu yaşadığımı olaya.Bu zat ı muhterem ama sahip olduğu kişilik ama almış olduğu alkol neticesi ile İD denilen salt benlik duygusundan hareket ile pervasızca davrandığı apaçıktır.:rant: Tıpkı bir hayvan gibi.
