1. Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi.

Av Teknikleri Lüfer avcılığı ve teknikleri

'BALIK AVI YÖNTEM VE TEKNİKLERİ' forumunda Kader ESENCAN tarafından 31 Aralık 2011 tarihinde açılan konu

  1. Kader ESENCAN

    Kader ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    1,939
    Alınan Beğeniler:
    2,067
    Ödül Puanları:
    113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Başlık : Denizlerin Sultanı: Lüfer
    Yazar : Arş. Gör. Dr. Tevfik CEYHAN
    Sayı : 8.sayı (Ekim - Aralık 2005)

    Marmara bölgesinde avcılığı yapılan, özellikle Boğazlar ile bütünleşmiş olan lüfer balığının, tarihimizde önemli bir yeri vardır. 1900 lü yılların başlarında balık ve balıkçılığa ilişkin araştırmalar yapan Italyan bilgin Ninni, Istanbul daki lüfer avcılığının, balıkların Karadeniz den, Marmara ya geçişinin başladığı günlerde, Silivri de 15 Ağustos ta yapılan şenliklerle başladığını ifade etmektedir. Boğaz boyunca amatör balıkçılar ve birçok Istanbullu bu balığı geçiş mevsimde avlamak için kıyılara koşmasına karşın, yazar en verimli ve bol şekilde avlanmak amacıyla, Boğaz da bir yalıya ihtiyaç olduğunu söylemiştir.

    Tarihimizde Lüferin Yeri

    Sultanlardan, paşalara kadar birçok insan, lüfer avcılığının tutkunu olmuş, geleneksel olan lüfer avcılığı hem edebiyatımızda hem de tarihimizde yer almıştır.

    Eski devlet adamlarından, ünlülerden, lüfer avı meraklıları arasında birçok paşanın yanı sıra Sultan Aziz in de olduğu bilinmektedir. Sultan II. Abdülhamit in de lüfer meraklısı olduğu, kofananın yanaklarından haşlanarak yapılan salatayı masasından eksik etmediği söylenmektedir. Bazıları da lüfer avcılığı için özel gümüş zoka döktürmüşlerdi. O devirlerde, ağzında gümüş zoka ile yakaladığı lüferi, son derece meraklı saray erkânından birine sunan bir balıkçının, bir kese altın ile ödüllendirildiği bilinir. Boğaziçi nde balık tutulurken sandallar arasında neşe içerisinde şiirlerin, okunduğuna ve Türk Sanat Musiki si eserlerinin seslendirildiğine ilişkin bilgiler mevcuttur.

    Meşhur oltacı ve yazar Ali Pasiner, bu meraka ilişkin olarak; Büyükdere de oturan Abraham Paşa nın av sırasında üşümemek için özel bir sandal yaptırdığını söylemekte; bu sandalın üst kısmını camekânla kapattırmış olan Paşa, iç kısmının ambarında da oltasını denize rahatça sallandırmak için etrafı küpeşteli büyük bir delik açtırdığı rivayet edilmektedir.

    Lüfer Balığını Tanıyalım

    Kuzey ve orta Pasifik Okyanusu hariç tüm denizlerde yayılım gösteren lüfer (Pomatomus saltatrix) balığı, kıyılar ve haliçler içersinde göç eden bir tür olup, Türkiye denizlerinde de geniş bir dağılım göstermektedir.

    Lüfer balıkları, vücutları uzun, yanlardan yassı ve pullarla kaplıdır. Üst çene, alt çeneden daha kısadır. Çeneler üzerinde birer sıra, kuvvetli, sivri ve aralıklı, birbirine eşit olmayan dişler bulunur. Bunlar arasında da küçük dişler yer alır. Üst çenede, bu diş serisinin arkasında daha küçük ve zayıf olan ikinci bir diş serisi de bulunur. Ayrıca üst damak (vomer) ve palatin kısımlarında da dişler bulunmaktadır. Dilin ön kısmı düz, arka kısımları ise dişlidir. Balıkla beslenen (pisivor) lüfer balığı için, bu ağız yapısı oldukça önemlidir. Bununla birlikte, lüfer balıkları da; köpekbalıkları, ton balıkları, kılıç balıklarına, genç bireyleri ise bazı deniz kuşlarına yem olabilmektedir. Lüferlerin 12 yıl kadar yaşayabildikleri, 100 cm uzunluk ve 14 kg ağırlığa kadar erişebildikleri bilinmektedir.

    Eski yıllarda Ağustos ayında avlanan balıklara, "koruk lüfer" ve bir tanesi bir kilogramdan fazla gelenlere "sırtıkara" dendiği bilinse de, günümüzde bu isimlendirmeler kullanılmamaktadır.Türkiye de geçmişten günümüze "Dişli" ve "Boğazın Sultanı" olarak anılmakta olan lüfer balığı, büyüklüklerine göre ayrı ayrı isimlendirilmişlerdir: 8-10 cm boyda olanlara Defne Yaprağı, 10-20 cm olanlara Çinekop, 20-25 cm arasında Sarıkanat, 25-30 cm olanlara lüfer, 35-40 cm olanlara kofana denir.

    Lüfer Avcılığı

    Lüferin, Türkiye denizlerinde, değişik av araçları ile avcılığı gerçekleştirilmektedir. Özellikle bahar aylarında, Marmara Denizi nden, Karadeniz e geçişleri esnasında başta alamana takımları olmak üzere, gırgır, uzatma ağı gibi av araçları kullanılarak avcılığı yapılmaktadır. Sonbaharda, balıkların üreme sonrasında, kışı geçirmek ve beslenmek amacıyla, Marmara ve Ege Denizi ne doğru yaptıkları göçte ise, olta takımları öne çıkmaktadır. Lüfer oltası, uzun olta, lüfer çaparisi, hırsızlı zoka, mavruka gibi olta takımları en belirgin olarak kullanılan av araçlarıdır. Canlı yem olarak zargana, istavrit, tirsi ve kolyoz kullanılırken, hamsi ve sardalye, cansız olarak kullanılan yemler arasındadır. Horoz ve hindiden elde edilen beyaz tüyler, lüfer ve çinekop avcılığında kullanılan yemsiz çapari takımlarının vazgeçilmezleridir. Lüfer için, zoka ve kurşun dökülmek üzere hazırlanmış kalıplar bulunmaktadır. Denizlerin sultanı olan bu balığı avlamak zahmetlidir. Fakat, içinde tarif edilmez bir keyif barındırdığı ve bağımlılık oluşturduğu kuşkusuzdur. Sezonunda, 200-250 tekne Çanakkale Boğazı nın akıntısı ile birlikte hafif hafif giderken, teknelerden sarkıtılmış yüzlerce olta bir umutla ve heyecanla bekler lüferleri. Alamana ağları ile yapılan avcılıkta, farklı bir heyecan hüküm sürmektedir. Tekneler gündüz yarış halindedir, lüfer avcılığında. Hem birbirlerini kollar, hem de alttan geçecek olan sultanlara dikerler gözlerini. Teknelerin altında bulunan ve balıkçılar arasında "ayna" tabir edilen camdan bakarak deniz altında, lüferlerin ağır ağır geçişlerini seyretmek insanın kanını dondurur. Başka bir âlemde hisseder insan kendini. Müthiş bir heyecandır!.. Bir tekne aniden ağını denize dökmeye başladığı zaman, teknedeki personelin yanı sıra onları izleyen diğer tekneler de heyecanlanır. Eğer lüfer kazanmışsa bu sefer, diğerleri için gün doğmuştur. Onlar gezmeye başlarlar, o bölgede kaçanları yakalamak için. Kimbilir şans kime gösterecek gülen yüzünü. Bilinmez… Umut üzerine kuruludur balıkçının ekmeği. Tek kelime ile açıklamak mümkündür: "Rasgele". Av sezonu içerisinde birkaç teknedir kazançlı çıkan. Gerisi umuda çalışmıştır günlerce deniz üstünde.

    Avlanan Lüfer miktarı

    Dünyada son elli yıldır en çok avlanma 60.055 ton ile 1983 yılında kaydedilmiştir. 1980 li yıllardan sonra Türkiye balıkçılık sektörünün gelişmesi, tekne boylarının büyümesi, sonar, eko-sounder gibi cihazların balıkçılıkta yer alması ve gırgır takımlarının daha yoğun kullanılması ile birlikte lüfer balığı avcılığı da miktar olarak artış göstermiştir ve 1982 yılında 32.184 tonla en yüksek miktara ulaşmıştır. 2002 yılında yoğun çinekop akımının olduğu Türkiye denizlerindeki avcılık miktarı, 25.000 ton olarak kayıtlara geçmiştir. Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz de lüfer avcılığı yapan 14 ülke içerisinde, en büyük avcılık Türkiye sularında gerçekleşmektedir. Aşırı avcılığın temel göstergesi, avlanan balıkların yaş ortalamasının düşmesi ve giderek daha küçük balıkların avlanmasıdır. Mevcut lüferin stok miktarının tespiti ile birlikte, maksimum sürdürülebilir ürün miktarının elde edilmesi önemlidir. Nitekim, stok miktarı bilinmeden yönetime ilişkin söylemler afakî olacaktır. Türkiye denizlerinde teknelerin balıkçılık gücünün tespit edilmesiyle birlikte, avlanacak lüferin boy sınırlaması, günlük avlanan balık sayısında sınırlama gibi önlemler kaçınılmazdır. Denizlerimizde, ekonomik değeri tartışılmaz olan bu türün korunması için, stok üzerindeki av baskısının azaltılması büyük önem arz etmektedir.

    Kaynaklar

    1. Akçiçek, E., 2000, Eski Boğaziçi nde Lüfer Avcılığı. Doğu Anadolu Bölgesi, IV. Su Ürünleri Sempozyumu, 28-30 Haziran 2000. Erzurum, (Basılmamış).

    2. Ceyhan, T.,2005, Kuzey Ege ve Marmara Bölgesi nde Kuzey Ege ve Marmara Bölgesi nde Lüfer (Pomatomus saltatrix L. 1766) Balığı Avcılığı ve Bazı Populasyon Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 107 s.

    3. Deveciyan, K.,1915, Balık ve Balıkçılık. Düyun-i Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa Idare-i Merkeziye Matbaası. 24-28 s.

    4. Ninni, E., 1923, Primo Contributo Allo Studio Dei Pesci E Dele Pesca Nelle Acque Dell impero Ottomano. Premiate Officine Grafiche Carlo Ferrari, Venezia, 55-56p. Pasiner, A., 2003, Balık ve Olta. Remzi Kitabevi. 372 s.

    KONU ALINTIDIR...
     
    En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş: 9 Kasım 2016
  2. Mufi

    Mufi Tba Okuru

    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Emeğine saglık kardeşim
     
  3. denizci

    denizci Üye Balıkçı

    Katılım:
    2 Aralık 2011
    Mesaj:
    397
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    akdeniz
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Yüreğine sağlık kader kardeşim.Yazını okurken,köprüden tuttuğumuz kofalar aklıma geldi,yazınla o zamanlara döndüm.Tekrar elerine sağlık.Sevgilerle.AlkışAlkış
     
  4. Mustafa CUMBUL

    Mustafa CUMBUL Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    16 Ekim 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    Deniz
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Kader Hanım paylaşım için ellerinize sağlıkAlkışAlkışAlkış.
     
  5. çimentepeli

    çimentepeli Üye Balıkçı

    Katılım:
    11 Ocak 2009
    Mesaj:
    0
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Ege Kıyıları
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Kadercim paylaşım ve bilgilendirme harikaydı emeğine sağlık.Alkış:)
     
  6. ismail34

    ismail34 Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    26 Kasım 2009
    Mesaj:
    1,229
    Alınan Beğeniler:
    20
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    Türkiye
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Sn.Kader hanımefendi SULTANIMIZI böylesine güzel tarif ettiğiniz için teşekkürler.Elinize ve emeğinize sağlık.
     
  7. ayıboğansefa

    ayıboğansefa Üye Balıkçı

    Katılım:
    26 Aralık 2011
    Mesaj:
    53
    Alınan Beğeniler:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    ANTALYA
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    kader hanım elleriniz dert görmesin,çok güzel,keyifle okudum
     
  8. RADO

    RADO Üye Balıkçı

    Katılım:
    24 Aralık 2011
    Mesaj:
    107
    Alınan Beğeniler:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    denizzzzzz
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    parmaklarınıza sabrınıza emeğinize sağlık...

    teşekkürler...
     
  9. Ferit ERTÖZ

    Ferit ERTÖZ Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    7 Nisan 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    10
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    FOÇA-MORDOĞAN
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Paylaşım için teşekkürler :)
     
  10. rastgele

    rastgele Üye Balıkçı

    Katılım:
    20 Nisan 2012
    Mesaj:
    2
    Alınan Beğeniler:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    karadeniz
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    çok güzel bir anlatım ellerinize sağlık.
     
  11. Güman ARDAL

    Güman ARDAL Üye Balıkçı

    Katılım:
    8 Ekim 2011
    Mesaj:
    667
    Alınan Beğeniler:
    9
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    İstanbul
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Kader hanım Lüfer balığı konusunda tarih sayfalarınıda aralayan bu yazıyı bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.Bu konuyu okurken kendimi biraz şanslı gördüm ama biraz daha derin düşününce şanssızlığımında farkına vardım üzülerek.Şanslı olduğumu düşündüğüm kısım 8 yaşındayken benim balıkçılığımın ilk temelini atan rahmetli dedem Abdullah ÖZYİĞİT ile tekneden yaşadığım ve yarasını hala gururla taşıdığım izdi.İstanbul - Zeytinburnu'nda bulunan ve adı Mermerkule diye geçen bölgede dedemin yapmış olduğu uzun olta meyvesini vermiş ve tekneye bir lüfer almıştık.Dedemin tüm ikazlarını dikkate almayıp lüferi iğneden çıkarmaya çalışıyordum.Dedemde bir musubet bin nasihattan iyidir diye düşünmüş olmalıki fazla ısrar etmedi bu konu hakkında.İğneden çıkartmaya çalıştığım lüfer parmağımı kapmıştı ve kesilen parmağımdan akan kan beni tedirgin etmişti.Dedemin o gülüşü ve dediği cümle hala dün gibi aklımda işte şimdi balıkçı oldun cümlesini hiçbir zaman unutamam.Şanslı olduğumu düşündüğüm taraf buydu ve ben dedemi yine hasretle anıyorum.Şanssız olduğumu düşündüğüm taraf ise bu anıya benzer bir anıyı oğlumla yaşayacak olamayacak oluşumdu.Tabii yetkililer bir an önce önlem almaz ise.Geleceğimizi çalan her kim ise hakkımı helal etmiyorum.Saygılarımla.
     
  12. AYTAÇ AKINCI

    AYTAÇ AKINCI Üye Balıkçı

    Katılım:
    29 Şubat 2012
    Mesaj:
    802
    Alınan Beğeniler:
    121
    Ödül Puanları:
    48
    Şehir:
    MARMARA - EGE
    Cevap: Denizlerin Sultanı: Lüfer

    Kader hanım ,

    TV programı için basit sorular hazırlamıştım. kiki
    Konuyu okuyunca bir değişiklik yapmak zorunda kaldım. kiki
    İhtiyoloji dalından sorularla karşı karşıya kalacaksınız :D
     
  13. deniz34

    deniz34 Üye Balıkçı

    Katılım:
    8 Mart 2016
    Mesaj:
    512
    Alınan Beğeniler:
    140
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    MARMARA VE KARADENİZ
    Cevap: Lüfer avcılığı

    Müthiş canavar bir balık...Parmağınızı tesadüfen ağzınızın yanından geçirmeniz yeterlidir..bir bakarsınız elinizden kan akıyor...farkında bile olmazsınız...
    en beğendiğin lezzet açısından 2. balıktır...Izgarası tercihimdir...
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş