1. Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi.

Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

'AMATÖR BALIKÇILIK TEBLİĞLERİ' forumunda AYTAÇ AKINCI tarafından 25 Kasım 2013 tarihinde açılan konu

  1. AYTAÇ AKINCI

    AYTAÇ AKINCI Üye Balıkçı

    Katılım:
    29 Şubat 2012
    Mesaj:
    802
    Alınan Beğeniler:
    121
    Ödül Puanları:
    48
    Şehir:
    MARMARA - EGE
    1 – Çiftlik balıkları GDO’lu yem ile besleniyorlar: Biyogüvenlik kanunu gereği GDO’lu hayvan yeminin serbest bırakılması ile beraber tavuk ve tavuk ürünleri, et ve et ürünlerinde olduğu gibi ülkemizdeki çiftlik balıklarının yemlerinde de GDO olma ihtimalini göz ardı etmememiz gerekiyor. Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Genel Başkanı Adnan Önürmen, GDO’lu mısırdan üretilen yemlerin tavuklardan sonra balık çiftliklerinde de kullanılmaya başladığını söyleyerek halkı uyarıyor.

    2 – Bilim adamları, çiftlik balıklarındaki besin değerinin güvenilir olmadığını söylüyorlar: Sağlıklı olduğu için balık yiyorsanız işte sizi ikilem içinde bırakacak bir bilgi: Bilim adamları çiftlikte yetiştirilen balıkların besin değerinde kat be kat düşüş olduğunu söylüyorlar. Omega-3’e bir bakalım örneğin; denizlerde büyüyen balıklar omega-3’ü deniz bitkilerinden sağlarlar ancak balık çiftliklerinde, çiftlik balıklarının yedikleri mısır, soya ve çok az miktarda omega-3 içeren yemlerden oluşuyor. Ayrıca doğal olmayan yüksek miktarda mısır içeren besinlerle beslenen balıkların yanlış yağ asiti birikmesi gibi problemleri oluşabildiği gibi balıkların antibiyotiklerle beslendiklerini ve insanlarda da antibiyotiğe karşı direnç kazanma gibi yan etkileri olduğunu unutmayalım. Bugün tavuklar hakkında konuşulan problemlerin aynısının balıklar için de geçerli olduğunu unutmayalım.

    3 – Balık çiftlikleri birinden alıp diğerine veriyor, buna “üretim” mi diyoruz?: Soya, mısır gibi besinlerle yaşayabilen balıklar olduğu gibi bazı türlerin de balıklarla beslenmesi gerekiyor. Ton ve somon gibi balıkların günlük kendi kiloları başına en az üç kilo kadar balık yemeleri gerektiğini biliyor muydunuz? Sonuç olarak çiftliklerde ton ve somon gibi balıkları üretmek amacıyla, ançuez ve ringa balığı gibi balıkların soylarının tükenme eşiğe geldiğini, yine balık çiftliklerinden dolayı dünya genelinde balina, yunus, fok balığı, ayı balığı, ton, levrek, somon, albatros, penguen ve buna benzer cinslerin yine aynı nedenden dolayı aç kaldıklarını da söylemeliyiz.

    4 – Balıklar acı ve stresi hissedebiliyor: Son zamanalarda yapılan araştırmalardan öğrendiğimiz kadarı ile balıkların acıyı ve stresi hissettiklerini biliyoruz. Yapılan araştırmalardan birinde arı zehiri zerk edilen balıklar acıdan dolayı zıplama ve kıvranma hareketleri gösteriyor ve gözlem gruplarındaki diğer balıklara kıyasla, daha sonrasında daha az yüzüyor, daha az yiyorlar ve kalp atışları hızlanıyor. Hayatları boyunca tutsak kaldıkları çiftliklerde, rutin stres altında kaldıkları gibi açlıktan ve oksijensiz kalarak yavaş ve acılı ölümler yaşıyorlar.

    5 – Çiftlik balıkları genelde hastalık taşıyorlar ve bu deniz hayvanlarına da bulaşıyor: Çiftlik balıkları ne yazık ki para çantanızdaki bozukluklar kadar sıkışık bir şekilde yaşarlar. Bir küvetin içinde 30’a yakın alabalığın yaşadığını düşünün. Bu kadar yoğun yaşamanın getirdiği hastalık ve parazitleri düşünün bir de. Elbette bu tip parazit ve hastalıklar deniz hayvanlarına da taşınmakta. Kanada’da geçen sene tüm pembe somon poülasyonun %80’inin ölüm sebebi balık çiftliklerindeki deniz bitleri idi. Ancak hasar bu kadarla kalmıyor; kartallar, ayılar, orkalar ve diğer yırtıcıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için somon yemeleri gerekiyor. İşte bu gibi yırtıcıların da yok olma sebepleri somon sayısındaki azalmadan dolayı oluyor.

    6 – Balık çiftlikleri toksin dolu, bu da ekosistemin zarar görmesine sebep oluyor: Bu kadar parazit ve hastalık balık çiftliklerinde mevcutken ne yazık ki çözüm olarak suya antibiyotik ve benzeri kimyasallar karıştırılma durumunda kalınıyor. Bu tür toksinler yerel ekosistemlerde geri dönülemez hasara yol açıyor. Örneğin deniz bitine karşı kullanılan ilaç hedef alınmayan omurgalı deniz hayvanların ölümüne sebep olabiliyor, iki kilometre kadar yayılabiliyor ve suda saatlerce etkisini kaybetmeden kalabiliyor.

    7 – Çiftlik balıkları, yaşamlarını kendi dışkıları içinde sürdürüyorlar: Çiftlik balıklarının bulundukları alana dışkılarını bırakmaları sonucu, deniz yatağında biriken bu yoğun kirlilik deniz hayatının yok olmasına sebep oluyor. Alg nüfusunun artışına da sebep olan dışkılar sudaki oksijen oranını düşürüyor ve su, yaşamı destekleyemez hale geliyor. Ülkemizde caretta caretta ve deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarını sınırlaması ve üremelerini olumsuz etkilemesinden dolayı çevreciler kaygılarını sık sık ortaya koymaktadırlar.

    8 – Balık çiftliklerinden kaçan balıklar ekolojiye tehdit oluşturuyor: Çiftlik balıkları ya olağan işlemler sırasında ya da fırtına, insan faktörü, deniz memelileri ya da insan hatasından kaynaklı ağların yırtılması ile kaçarlar. Kaçan bu balıklar doğal ya da yerli balık popülasyonları için tehlike oluştururlar. Çiftlikten kaçan balıklar yerli türlerle gerek beslenerek, gerekse onlarla gıda ve yaşam ortamı için çekişerek biolojik çeşitliliği etkileyebilmekte ve doğal balıkların yer değiştirmesine ya da yok olmasına neden olabilmektedirler. Çiftlikten kaçan balıklar yerli türlerden bile olsa, diğer doğal balıkları genetik olarak etkileyip yapısını değiştirebilmektedir. Çiftliklerde yetiştirilen balıklar daha küçük yüzgeçler ile daha iri bir vücuda sahip olmakta ve daha saldırgan davranabilmektedirler. Tüm bu farklılıklar ortama uyum sağlamak için çiftlik balıklarının genetik özelliklerinin daha değişik olmasına neden olmaktadır.

    9 – Çevreye verdiği ağır tahribat göz önüne alındığında balık çiftliklerinin kazanç değil zarar ettiği görülüyor: Sadece ekolojik olarak değil ekonomik olarak da sürdürülebilir olmayan balık çiftlikleri özellikle de sığ, kıyıya çok yakın, kapalı ve yarı kapalı koylarda yapılan yoğun üretimin olumsuz çevresel etkileri konusunda daha önce uyarılan İzmir ve Muğla çevresinde bulunan çiftliklerin kapatılmasının, bazılarının da taşınması gündeme geldiği halde günümüze kadar herhangi bir uygulama yapılmamış, tahribata göz yumulmuştur.

    Tüm doğal varlıkların değerlendirilmesinde olduğu gibi, deniz ekosistemi algılama biçim ve mantığının temelden değişmesi, doğal varlıkları yalnızca “kaynak” olarak algılama ve onları tüketmek yerine, onlara sürdürülebilirlik çerçevesinde “varlık” olarak bakılıp çok yönlü fayda sağlanması ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi bu sorunu çözmek içim önemli bir adım olacaktır.

    Bu arada balık ancak yağlı kırmızı et ile kıyaslandığında “sağlıklı” olur. Örneğin somon da en azından kıyma kadar yüksek kolesterol ihtiva eder ve tüm balıklarda doğal ya da değil, yüksek miktarda toksik civa bulunmaktadır. Kendi seçiminizi yapma zamanı belki de gelmiştir. Deniz ürünleri tüketimini azaltabilir veya topyekün bırakabilirsiniz. Soya filizi, ceviz, badem, fındık, kuru fasulye, nohut, mısır, mısır unu, keten tohumu, tatlı patates, marul, lahana, brokoli gibi besinlerden omega-3 ihtiyacınızı karşılayabilir, kolesterol ve civadan uzak kalabilirsiniz.
     
    En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş: 8 Kasım 2016
  2. İsmail ESENCAN

    İsmail ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    11,450
    Alınan Beğeniler:
    10,056
    Ödül Puanları:
    5,113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Cevap: Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

    Gerçeklerle yüz yüzeyiz ve maalesef bu gerçekleri bilmeden binlerce milyonlarca insanımız çiftlik balığı yemek zorunda bırakılıyor.!

    Yakın zaman sonra zaten Devlet Politikaları yüzünden denizlerimizde orjinal adlandıracağımız balık kalmayacağından kendimizi bu gerçeğe alıştırmak zorundayız.:(

    20 Tane büyük godoş balıkçı kodoman için bir gece de küçük balık kontenjanını %5 ten %15 e çıkaran ve milyonlarca insanı bu gerçekle yüz yüze bırakmak için çalışan kodomanlara peşkeş çeken, Balıkçılığın A' sından anlamayanların Bakan olduğu bir ülke de yaşıyoruz maalesef.!

    Halen 3 tarafımızın denizlerle kaplı olmasına rağmen Denizcilik Bakanlığının olmadığı, bu işten anlayanların yetki sahibi olmadığı bir dönemde, bizler forumlar aracılığı ile insanlarımızı bilinçlendirmeyi kendimize ödev edindik. İtina ile Tarım Bakanına Balıkçılık hakkında ders verilir.!!!:mad:
     
  3. AYTAÇ AKINCI

    AYTAÇ AKINCI Üye Balıkçı

    Katılım:
    29 Şubat 2012
    Mesaj:
    802
    Alınan Beğeniler:
    121
    Ödül Puanları:
    48
    Şehir:
    MARMARA - EGE
    Cevap: Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

    Forum kurallarının bilmem kaçıncı maddesi gereğince 3 gün ceza aldınz.
    Hökümet eleştirmesi yapamazsınız. Kanun kanundur. O kadar :bleh1:
     
  4. İsmail ESENCAN

    İsmail ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    11,450
    Alınan Beğeniler:
    10,056
    Ödül Puanları:
    5,113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Cevap: Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

    Pardons :eek::eek::lol:kikikiki
     
  5. AYTAÇ AKINCI

    AYTAÇ AKINCI Üye Balıkçı

    Katılım:
    29 Şubat 2012
    Mesaj:
    802
    Alınan Beğeniler:
    121
    Ödül Puanları:
    48
    Şehir:
    MARMARA - EGE
    Cevap: Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

    Bizleri robat haline getirenler utansın ! :rant:
    Yok forum kuralları , yok kanun maddesi !
    Eleştiri yapmak serbest arkadaşlar !

    Korkmayın forum kurallarının bilmem kaçıncı maddesinin hükmü gece yarısı baskını ile ortadan kalkmıştır.
     
  6. Feridun35

    Feridun35 Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    9 Nisan 2010
    Mesaj:
    604
    Alınan Beğeniler:
    1
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Deniz ( Foça - Mordoğan)
    Cevap: Balık çiftlikleri hakkında dokuz korkunç gerçek

    gelmek topraktansa gitmekte oraya bu hırs niye anlamış deyilim.
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş